Yorumlar ve oylar için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum♥ İlginiz için hepinizi öpüyorum, okumaya devam edelim :) yorum yapmaktan vazgeçmeyelim lütfen :) ♥♥
Duyduğum sesle olduğum yerde ürperti geldi.Gözümden yaşlar akmıştım.Korkmuştum ve benim yanımda güvenebileceğim kimsem yoktu.Rüzgarı orada bırakmak zorunda olmasaydım keşke.En azından beni koruyacağını biliyordum.Her zaman yapıyordu zaten.Elimi cebime attığımda telefon olmadığı içimden küfürler ettim.Bu kadar şansız olunabilirdi.Köşkün en üst katına çıkarak saklanarak güvenli bir yer arıyordum fakat burada öyle bir yer bulmam imkansız gibi görünüyordu.
‘’Hadi ama daha fazla nereye kadar kaçabilirsin ki güzelim.’’diye yeniden konuştu.Ah hayır onun senini duymak istemiyordum.Kulaklarımı ellerimde kapayıp gözlerimi sımsıkı kapattım.Hiç bir şey duymak, görmek istemiyordum.Hızla tekrar ikinci merdiveni çıktım.Odaların hepsi boş ve eskimiş eşyalarla doluydu.Ayağımı yere sertçe vursam köşk yıkılacak gibi duruyordu.
‘’Beni rahat bırak, ne istiyorsun, defol!’’diye bağırdıktan sonra bir süre cevap gelmesini bekledim fakat gelmemişti.Korkmaya başlamıştım.Ne yapacağımı bilmiyordum.Atlasam çok yüksekti ölürdüm.Tekrar köşkün her penceresinden aşağı baktım.Aşağı inebilmek için bir şeyler arıyordum.Sarmaşıklar!
Köşkün arka penceresine kadar uzayıp büyümüş bir sarmaşığı görünce gözümün içi parlamıştı.Kaçmak için bir fırsattı.Pencereden tek bacağımı dışarı çıkarıp sarmaşığı kendime çektim.Elimle yakaladıktan sonra diğer bacağımı da pencereden çıkararak sarmaşığı iki elimle kavradım.Nihayet.Aşağı doğru yavaş yavaş ayağımı duvara basa basa inmeye başlamıştım ki ikinci sefer bileğimden kavramıştı.Keseceğim bu bileği artık tutan tutana.Kolumu cupcake sapığı tutmuştu.Allah aşkına bırak öleyim kurtulalım diye yalvarmama az kalmıştı.Bu kadar aksiyon bana bile fazla.
‘’Kaçamazsın güzelim gel buraya.’’ Diyerek beni yukarı doğru çekiştirmeye başladı.İnatla kendimi aşağı itiyordum.Düşüp ölmeyi bile göze almıştım.Bu sapığın kurbanı olmak istemem.’’Bırak kolumu seni pis sapık!’’diyerek yüzüne tükürdüm.Sinirlendiği yüz ifadesinden belli oluyordu.İşte şimdi ölecektim.Yandın Miray kızım sen.
Daha güçlü bir kuvvetle beni yukarı çekip içeri aldı.Elinden kurtulmak için debeleniyordum.En sonunda kaçamayacağımı anladım ve pes ettim.’’Ne istiyorsun ne?! Söylesene neden peşimdesin, kaçamıyorum zaten sorumu yanıtla!’’diye çıkıştım adamın suratına.Tek kaşını kaldırmış sert sert bana bakıyordu.’’Neden çiçek ve not yollayıp durdun?’’diye tekrar sordum.’’Söylesene be adam!’’dedim tekrar.Sinirimden kıpkırmızı olmuş, kalbim çıkacak gibi atıyordu.Hızlı nefesler alıp göğüs kafesim bir aşağı bir yukarı çıkıyordu.
Ellerimden sertçe tutup bulduğu bir eski sandalyeye sıkıca beni bağladı.’’Canım acıyor hayvan.’’diye bağırdım.Tek bir soruma bile cevap vermemişti.Yakalamadan önce güzelim diyordu.Şimdi neden susuyor bu herif.Etrafımdan dolaşırken ayağımla çelme taktım fakat toparlanıp yere düşmedi.’’Uslu ol artık yeter.’’diye çıkıştı. ‘’Sen kim oluyorsun be.’’diye bende ona çıkıştım. ‘’Sorularıma yanıt verecek misin yoksa çatlayıncaya kadar bağırayım mı?’’
‘’Kes sesini.Senin sapığın falan değilim ve çiçekle notu ben değil patronum yollatmamı emretti.Red’e baban için geliyorsun her hafta yalvarıyorsun fakat işe yaramıyor.Baban olacak herif seni önemseseydi şimdi burada olmazdın.Ona verecek zamanımız kalmadı artık.’’diye konuştu.Lanet olsun baba! Senin yaptığın hatalar yüzünden neler yaşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOŞUCU
RomanceGüneşin hiç bu kadar yakıcı olacağını düşünmemiştim. Ta ki Ay'ın koşuşuna hayran kalana dek. Kim bilebilirdi ki bu denli hızlı, bu denli belirsiz bir koşuşturma olduğunu. Miray kimseye güvenemeyen Soykan ailesinin asi öfkeli ve sincap olan tek kızıy...