Soruma cevap verip gitseydin bari.Of Onur abi.Elimde kolyeyle kapıyı kapatıp kapıya sırtımı yasladım.Neden öyle dedi ki şimdi bu? Rüzgar da geri aramadı zaten bir daha aramaya yüzüm yok zaten gidemedim yolcu etmeye.Her şey bok oldu yine.Derin bir nefes alıp koltuğa geçip oturdum.İçerden kıkırdayarak gelen Denize baktım.''Ne oldu mutlu haberler mi?'' diye sordum.
''Evet yani benim için öyle haber değil aslında.''
''Ne öyleyse?''
''Annem ve babamla konuştuk.Bilirsin işte anlattım, mutlu oldum.Durup dururken aramalarına şaşırdım.Nasılım, ne yapıyorum diye sormak için aramışlar.''dedikten sonra iç çekip mutlu mutlu koltuğa gömüldü.Böyle olmasına sevindim onun adına.''Şey.. Miray..Deryayla aranız ne olacak.Bu durumun böyle olmasının sebebi benim gibi hissediyorum.''dedi kaşlarını oynatarak.
''Hayır ya Deryanın kendi pislik düşüncelerinden biri.İyi bir kız ama arada böyle saçmalıkları olabiliyor.''
''Öyle diyorsan peki madem.Dışarı çıkalım mı ne dersin?''dedi gülümseyerek.Saate baktığımda 22:00 gösteriyordu.''Tamam hadi çıkalım.'' Dedim bende gülerek.''Denize girer miyiz diye sormayacağım.''dedi.
''Girmek istersen girelim, ama bana kalırsa koşalım.''
''Sen de mi koşuyorsun?''
''Evet, ayakkabılarımızı değiştirelim.''dedikten sonra yukarı odama çıkıp taytımı,bol bir bluz ve mavi beyaz spor ayakkabılarımı giydim.Saçımı yukarıdan sıkıca bir at kuyruğu yaptıktan sonra merdivenlerden inip Denizin odasının kapısını tıklattım.''Girebilir miyim?''
''Tabii'' dedikten sonra kapıyı açıp içeri daldım.O da tayt giymiş ama üzerine yarım sporcu atleti giymiş ve ayakkabıları pembe siyahtı.Saçını balık sırtı örgü yapmıştı.''Hazırsan çıkabiliriz.''dedikten sonra kapıyı arkamızdan kapatıp anahtarı saksının içine koyup yola koyulduk.Sahilde çok insan yoktu.Normalden daha az kalabalıktı ve artık akşamları biraz daha serin olmaya başladığı için insanlar denize pek girmiyordu.Ateş yakıp sohbet edenler daha çoktu.Sahilde biraz yürüdükten sonra tempolu bir şekilde koşmaya başladık.
Bir saat kadar koştuktan sonra dinlenmek için bir yer seçip soluklandık.Denize baktığımda başından aşağı boynuna doğru terler iniyordu.Birbirimize bakıp gülümsedik.''Koşu arkadaşım olmana çok sevindim.''dedi elinin tersiyle alnındaki teri silerek.''Bende öyle.''dedim ayakkabılarımın bağcıklarını yeniden bağlarken.Biz dinlenmeye devam ederken birinin bize yaklaştığın fark ettim.Yüz hatları belli olunca Emre'nin olduğunu anladım.''Hey merhaba!''dedi.Pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.''Merhaba'' soğuk bir ifade takındım suratıma.''Ne yapıyorsunuz bu saatte.''
''Koşuyoruz gördüğün gibi.''
''Yanındaki arkadaşını bir yerden tanıyor olabilir miyim?''
''Deniz.Geçenlerde olan voleybol turnuvasından.Şimdi gidebilir misin artık.''
''Ne bu tavırlar Miray bir şey mi var?''
Bu çocuktan hoşlanmıyordum.Yapmacık tavırları ve sırnaşıklıklarından nefret ediyordum.Bir şeyi üsteleme de ve üste çıkmada üstüne yoktur.Şakadan bir şeyde hemen tripler cidden hiç çekilecek gibi biri değildi.O yüzden böyle davranmaya karar vermiştim.''Bir şey yok Emre sadece konuşmak istemiyorum.Rüzgar ve Tamay'ı arıyorsan onlar gitti döndüler artık.Sana iyi geceler.''diyerek ayaklandım.Denizin ona ters bir bakış attığını gördüm.Peşimden koştu, yetişip koluma girerek konuştu.''Gerizekalı biri.''
''Hiç böyle sinir birini tanıdığımı hatırlamıyorum gerçekten.Ne zaman bir şey yapsak bok oluyor farkında mısın Deniz?''
''Evet, iyice tadımız kaçtı artık.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOŞUCU
RomanceGüneşin hiç bu kadar yakıcı olacağını düşünmemiştim. Ta ki Ay'ın koşuşuna hayran kalana dek. Kim bilebilirdi ki bu denli hızlı, bu denli belirsiz bir koşuşturma olduğunu. Miray kimseye güvenemeyen Soykan ailesinin asi öfkeli ve sincap olan tek kızıy...