Bölüm 7 - Sincap

1.1K 325 14
                                    

‘’Neden gökyüzünü seyrediyorsun bakalım.’’

‘’Sen neden seyrediyorsan benden o nedenden seyrediyorum.’’ Dedi.Evet işte haklı çıkmıştım, ona iyi geliyordu.

Bu sabah erken uyandım yine, aslında uyku benim için önemlidir ama bugün voleybol turnuvaları olduğu için erken kalmak istedim.Duş alıp kendime geldikten sonra üzerime giyinip aşağı indim.

‘’Günaydın anne, bu sabah nasılmış evimizin sultanı.’’

‘’Çok iyiyim canım bir sorun yok.’’ Dedikten sonra gülücüklerini yolladı bana.Nihayet babamla arası düzelmişti.Babamın başak burcu olması tam bir ibretlikti bence.Kızlar asla başak burcuyla evlenmemeli.Dengesiz oluyorlar, bir baksan iyi baksan morali bozuk dengesiz tavırlar.Yazık anneme babamın bütün dengesizliklerini çekiyor kadıncağız.

Kahvaltımı yapıp sahile doğru yol aldım.Tamay’la buluşmak için her zaman ki yerimizde buluşurduk.Haberleşmesek bile orada olacağımızı bilirdik.İki ağacının tam ortası, çünkü sahilde başka iki tane yan yana ağaç yoktu.Orası da bizim noktamız olmuştu artık.

‘’Bakın kim geliyolar.’’ Tamay’ın bu sözü üzerine herkes bana baktı.

‘’Yapma şunu sevmediğimi biliyorsun.’’Bakışlardan hiç  hoşlanmazdım.Hele ki topluluk içerisindeysen kaçmak için yer arardım.O kadar insanın sana bakması oldukça rahatsız edici bir şey bence.

‘’Gruplar hazır.Bizim grupta  sen, ben, Miray, Emre, Derya  bide Deniz var.’’

‘’Derya Miray’ın arkadaşı, Emre’yi biliyorsun her voleybol turnuvalarında çıkagelir, Deniz de buralardan galiba yeni sanırım, az önce geldi yanımıza rica etti bizde de eksik olunca kabul ettim.’’

‘’Sincap biliyor muymuş voleybol oynamasını.’’

‘’Biliyor demek ki katıldığına göre.’’ Dedi.Bu kızda başka ne bilmeceler vardı acaba.Eminim ölene kadar yeni bir şeylerini duyardım.Sadece koştuğunu biliyordum, neyse ne canım.

‘’Tamam akşama görüşürüz.’’dedikten sonra Red’e gitmeye karar verdim.Gündüzleri sakin olduğu için arada bir kafa dinleyip içmeye giderim.Onur abiyle sohbet etmek iyi geliyordu.Yazlığa geldiğimde en çok Red’i ve Sahilde uzanıp gökyüzüne bakmayı seviyorum.

‘’Oo Rüzgar, bu saatte buralara pek gelmezsin sen.’’

‘’Bugün böyle oldu Onur abi.’’

‘’Nasıl gidiyor?’’

‘’Karışık ya hiç sorma abi.’’

‘’Anlatsana oğlum, kız meselesi mi yine.’’

‘’Miray’ı tanıyor musun, buralara geliyormuş arada?’’

‘’Haftada birkaç gün geliyor diye duydum bizimkilerden. Ne oldu?’’

‘’Sağol abi, karışık durumlar anlatırım bir ara.’’

Akşam olduğunda turnuvaya hazırlanmak için eve gittim.Üzerimi değiştirdim, voleybol için rahat olmam gerekiyordu.Her sene olduğu gibi bu senede bizim takım kazanmalıydı.Sincap beceriksizlik yapmazsa tabii.Sırt çantamı da aldıktan sonra oyun alanına doğru yol aldım.

‘’Herkes hazır mı Tamay? Nerede bu sincap ve arkadaşı gelmemişler.’’

‘’Vakit daha var gelirler.’’

Takımın tamamlanmasını beklerken büyük bir taşın üzerine oturdum.Düşüncelerimin arasında kayboluyordum yine.Bu yaz tatilim her zamankinden farklıydı.Miray vardı.Onun gibi sincap biriyle tanışmamıştım hiç.

‘’Sanırım bizi bekliyordunuz kas yığıntısı.’’

‘’Sincap hanımda teşrif edebilmiş sonunda.’’

‘’Kes şunu! Derya bu kas yığıntısı yani Rüzgar.’’

‘’Bu da yığıntının arkadaşı Tamay demeyi unuttun sincap.’’

‘’Bizi tanıştırmamıştın nerden bileyim ismini, hayret bir şey ya.’’

Tanışma bölümü de geçtikten sonra iki takımda oyuna hazır hale gelince hakemimiz düdüğü çaldı.Sincap’ın beceriksizliklerini izleyeceğim diye oyuna konsantre olamıyordum.Bu kız hemen komik, hem karışık, hem sincap, hem de öfkeli bir lavdı.Nasıl oluyordu da böyle karmakarışık biriyle konuşuyordum.Çekiyordu beni. Güzel ve karışık bir sincap oldukça ilginç bir kişilik.Tamda Huntercı’ya göreydi.

‘’Voleybol bildiğinden emin misin sincap, senin yüzünden yenileceğiz.’’

‘’Evet biliyorum şimdi sus da oyuna dön yığıntı.’’

Bu kız bana cidden iyi geliyordu, yani ne bileyim gülümsememi sağlıyordu.Normalde cool takılan zengin piçleri gibi görünürüm dışarıdan.İnsanlar değişebilir elbette ama benimki biraz çabuk oldu diye düşünüyorum.

‘’Deniz pas ver pas.’’

‘’Of Deniz tam beceriksiz çıktın, sakar!’’

‘’Tanımadığın bir kıza böyle konuşman hoş değil sincap.’’

‘’Sana mı soracağım pardon?’’

‘’Miray yeter artık bu tavırlarından sıkıldım.’’

‘’Öyle mi? O zaman size iyi eğlenceler gerizekalı!’’

‘’Buraya gel.’’

‘’Kes sesini yığıntı.’’

Ne yapmaya çalışıyor, bunun derdi neydi gerçekten. Winchester ekibi olsa iyi olurdu.Tanımadığı kıza böyle konuşmaması için uyardım ve olan ortada.Saçmaydı ufacık şeyden böyle yapması mantıksızdı.Çok tanımıyordum ama gözlemlerime göre aldırmazdı bile böyle bir olayı.Bu başka bir şeydi.

Miray’dan

Ne diye bu kadar üstüme geliyor ki aptal yığıntı! Sanane benden sanane, neden bu kadar ilgileniyorsun benimle? Neyim oluyorsun ki benim, bir hiçsin gözümde.
Tek ortaklığımız gökyüzü hepsi bu kadar.

Derya olanlar yüzünden o da oyunu bırakıp arkamdan gelmişti.Benim yüzümden oyun bozulmuştu.Sanırım bir daha takımlara giremeyeceğim.İşte bu harika olmuştu.

‘’Ya dur koşma Miray nefesim sıkışıyor artık!’’

‘’Gelme Derya!’’

‘’İki dakika durur musun lütfen konuşalım.’’

‘’Bak konuşmak istemiyorum, koşmak istiyorum eve gidince arayacağım seni şimdi lütfen rahat bırak Derya lütfen.’’

Cevap vermesine müsaade etmeden tekrar koşmaya başladım.Ne zamana kadar koşardım bilmiyorum ama saat çabuk ilerlemişti.Yazık kıza da o kadar arkamdan koşmuş, arayıp özür dilemeliyim.Sonuçta onun suçu yoktu hepsi o aptal Deniz denen kız yüzünden oldu.

Rüzgar'ın benimle uğraşmasını aldırmıyordum, iletişimimiz böyleydi bizim.Aksi davranışlar, ters cevaplardı.Bakalım daha ne kadar sürecek bu iletişimimiz.

KOŞUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin