14

261 39 7
                                    

sabah erkenden kalkıp yeşil askeri üniformamızı giyip aşağı inip dersliklere gidip oturduk. Birkaç kızlar bizim ile tanışmaya gelmişlerdi burada herkes ciddiyetin ve sınırın korunmasını bildiği için asla öyle farklı bir durum sezmemiştim hepsi gayet cana yakın insanlardı ki öyle olması gerekiyordu.

Aldığımız birkaç teorik derslerimiz vardı onun dışında 3-4 derslik de askeri eğitimimiz olacaktı. Dışarıya çıkıp komutanın gelmesini bekledik spor yapılacağı söylenince ezgi ile odamıza gidip eşofman ve tişört giyip indik

Gri paçaları bilekten sıkmalı eşofmanımın içine koyu yeşil tişörtümü sokmuş saçlarımı da enseden toplamıştım.

Ezgi de gri eşofmanı ve gözleri ile uyumlu mavi tişört giymişti sarı saçlarını benimkine göre uzun olduğu için tepeden sıkıca toplamıştı.

Bizimle ilgilenen baya komutan vardı bu gün ki  Alparslan komutandı hepsi sert mizaçlı olmasına rağmen Alparslan komutanımız daha yumuşak olandı içlerinde beşli sıra olup kara harbin içinde koşuya başladık canımız çıkana kadar koştuğumuzda mekik çekmeye geçmiştik yere uzanmıştık ezgi gelip ayağıma baskı uygulayınca başladım mekik çekmeye Alparslan komutan gelip

"22,23,24,25,25,25" diyerek saymaya başladı 25 de takılı kalmıştı tahmini 34 tane yaptığımda dayanamayıp bıraktım

" Aferin Ünal " dedi isimlerimizden çok soyadlar kullanılıyordu

Ezgi ile yer değiştirip ezginin bacaklarına bu sefer ben baskı uyguladım sıcaktan ve terden her yerimiz yapış yapış olmuştu odaya çıktığımızda ezgi ile dayanamayıp elimizi yüzümüzü yıkarken çoğu yerimizi de yıkadık saç hariç yorgunluktan pestili çıkmış vaziyette kahvaltıya indik

Seyhanların olduğu masaya ilerledik

" Merhaba" diyerek oturduk ezgi ile

Sefa bize bakıp

" Siz nasıl dayanıyorsunuz  ,ben şuan uzuvlarımı hissetmiyorum" dedi yüzlerinden de belliydi ne kadar yoruldukları.

Ezgi gülerek " biz burası için baya çalışıp çabaladık siz bizi sahilde koşup şınav çekerken görseydiniz bir de " dedi gerçekten de öyleydi.

" Biz alıştık ama zorlanıyoruz yalnız değilsiniz" dedim güldük

" Siz diğer kızları görmediniz herhalde mekikte baya ağlıyorlardı" dedi ne kadar antrenmanlı olsanızda zor oluyordu koskaca kara harpte kaç tur attık bellisizdi birde bunları sabah 5.30da kalkıp yapıyorduk.

Kahvaltıdan sonra bahçede biraz oturup dinlenmiştik bir kaç atış dersleri aldıktan sonra yurtlara dağıldık.

Önümdeki tuşlu telefona bakarken güldüm

" Ezo kanka valla bak bundan sonra kınamak yok şuna bak bir tuşa basmak için savaş veriyorum resmen" dedim ezgi de gülüyordu

" Babanem bile dokunmatiğe geçti bizde dokunmatikten tuşluya where is the adalet " dedi canımız sıkılınca aşağıya indik boş çimlerin olduğu kısıma gidip çimlere uzandık bunu hep  Marmaris sahilde kadir ezgi ile yapar hayal kurardık şuan kadir'in eksikliğini daha fazla hissetmiştim.

" Kadir'i özledim ben ya" dedim özlem dolu sesimle

" Hiç sorma ben çok belli etmedim ama çok üzüldüm Nalan yani biz bu kadar üzüldüysek kadir nasıl yıkılmıştır. İnşallah bu saatten sonra istediği çok güzel bir şekilde olur" dedi

İç çekerek " umarım" dedim

" Sende baya baya unuttun ha Furkan'ı" dedi gülerek yüzüm ekşimişti

" Ay sende varya zaten geçen masada da pat diye söyledin , bitti gitti kanka ne yapayım yas mı tutayım arkasından birde engellemiş sanki taciz ettik " dedim sinirle bak yine aklıma geldi

" Sevgi ağır geldi abi " dedim iç çekerek

" Konuş Nalan reis" dedi kahkaha atarak

" Ama birşey söyleyeyim mi" dedim sırıtarak

" Ne " dedi merakla

" Allah'tan sınav vardı da pek kafaya takacak vaktim olmadı birde bende odaklanma problemi var Allah'a şükür dertler sorunlar sürekli değiştiği için birine odaklanana kadar beş on dert değişiyor" dedim ezgi yatakta yattığı yerde bana bakıp kahkaha atmaya başlamıştı gülüp eğleniyorduk işte

" Nalan sen var ya  bu ülkenin aydınlık yüzüsün " dedi kahkahalar eşliğinde yerimizden kalkıp yatış yoklaması için içtima alanına gittik.

***
Bölüm sonu 🌿

Diğer bölümlerde buluşalım 💖

HALLEDERİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin