Ezgi'nin dedikleri ile ölüm fermanım imzalanmış gibi hissettim ve şok olmuş gözlerimle habersiz bana bakan Seyhan'a baktım.
" Ezgi ciddi misin?"dedim korkudan ve çaresizlikten dolayı çatallaşan sesimle. Seyhan da koluma dokunup
" Hayırdır " dedi parmağımla işaret verip Ezgi'ye odaklandım
" Ciddiyim valla ama ne güzel video olmuş nalo " diyince ağlamak ile gülme arasında gidip geldim. Kasap et koyun can derdinde sözünü bire bir yaşıyordum.
"Ya bırak şimdi onu, tüm kartlar telefon herşey kayboldu biz burda kaldık, sen bizi idare et gelene kadar nolur " dedim. Sıkıntı ile oflayıp gözlerimi etrafa çevirince reyonların arasından bize doğru yürüyen teyzeyi görünce sabah konuştuğum kadın olduğunu anlayınca annemi babamı görmüş gibi sevindim.
" Tamam ezgi sen dediğimi yap biz bir yoluna bakıcaz " diye hemen telefonu kapatıp yanıma gelen teyzeye baktım
" Hayırdır kızım " dedi halime bakıp telaşımı fark edince
" Ne hayrı teyze bittik biz " dedim Seyhan sürekli sakin ol hallederiz gibi sakinleştirmeye çalışsa da sorunlar her saniye artıyordu.
" Dur sakin ol gel oturun şöyle" diyince yaşlı adam ile beraber oturduk taburelere ve tek şansımız ve imkânımız onlar olabilir diye seyhan baştan alarak anlattı olayları
" Dediğim gibi oldu amca ve biz kara harp okulunda subayız çok acil gitmemiz lazım" diye anlattı. Normalde askeri kimliğimizi söyleme gibi bir hata yapmıyorduk ama şuan tek onlar bize yardım edebilirler diye düşünüp zarar verebilecek kimseler olmadığını umduk. Yaşlı amca Seyhan'ın omzunu sıkıp sakin sesi ile
" Rahat olun evladım ben sizi götürürüm gerekirse komutanların ile konuşup durumu izah da ederiz siz durun ben arabayı alıp geleyim" diyince mutluluk ile teşekkür ettik teyze ile biz kalınca
" Olana çare yok kızım üzme kendini kimliğiniz paranız da mı içindeydi ?" Diye sorunca askeriye kartımız ve kimliğimiz aklıma gelince hemen çantamı üzerinde terazi bulunan masaya döktüm. Kimlikleri görünce 'oh çok şükür' dedim askeri logoyu görünce korkup bırakmışlardı herhalde diye düşündüm. Çok geçmeden araba gelince teyzenin elini öpüp "çok sağ olun teyze Allah razı olsun hakkınızı helal edin" diye helallik istedim. Sonuçta olaylar şimdi başlıyordu....
***
Seyfi amca bizi Harbiye'nin girişinde bırakınca koşa koşa içeriye girdik. Bizimkiler yurdun girişinde görünce ezgi ile sarıldım.
" Nöbetçi komutan bir şey dedi mi videoyu biliyorlar mı" diye nefes nefese konuştum
Furkan bize yönelip " yanına çağırıyor bu gün Ali üsteğmen var Allah'tan " diyince Seyhan ile göz göze geldiğimde bendeki kadar korkusu olmasa da gerildiğini görebiliyordum biz bu günü böyle mi kapatacaktık?
Koşar adım nöbetçi komutanın odasına gittik kapının önüne geldiğimizde Seyhan ile tokalaşıp sarılıp
" Daha yaşanacak günlerimiz vardı " dedim her an ağlamaya hazır gözlerimle cididyete bürünüp kapıyı çalıp içeri girip Ali üsteğmenin karşısında esas duruşa geçtik. Şuan üstümdeki kıyafetler ile odanın ciddiyeti beni daha da germişti.
" Oooo hoşgeldiniz gençler niye zahmet ettiniz ya konser bittikten sonra da biraz eğlenseydiniz" diye alayla konuşunca dudaklarımı yemeye başladım.
" Üsteğmenim çok özür diliyorum ama gerçekten böyle olsun istemezdik biz tam durağa gittik ama kartlarımızın ve telefonlarımızın çalındığını fark ettik ve hemen arkadaşlarımıza ulaşıp haber verdik gerçekten böyle olmasını istemezdik." Diye açıklama ve savunmamı yaparak hazır olda beklemeye devam ettim. Seyhan hafif bana eğilip
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALLEDERİZ
Short StoryMilli Savunma Üniversitesi sınavına hazırlanan kalbi kırık bir platonik olan Nalan hayat enerjisi ve neşesi ile asla pes etmeden hayatı ve hayallerine giden yolda çabalar ve bir hayale yürürken bir çok hayaline aslında ilk adımı atmıştır.... *** ...