İzmir Urla'daki Menteş eğitimine gelmiştik . Seyhan ile güzel bir yola girmiştik ki kara bahtım yine kendini belli ederek aramıza eğitimler girmişti. İkinci günden resmen ölüydüm . Sabah altıda başlayan eğitim kız erkek fark etmeksizin ağır geçiyordu. Günde altı kez üzerimizi ıslatılarak muhabere eğitimi alıyorduk.
Şimdide on iki kişi yan yana dizilmiş kucağımızda ki kütük ile mekik çekmeye çalışıyorduk ve bunun yanında bizi eğiten subaylar ellerinde ki suları üzerimize tutuyorlardı. İçimden imdat diye bağırsamda asla dışa yansıtmadan devam ediyordum . Bizi eğiten subaylar bizim gibi zorlu aşamalardan en iyi başarı ile geçmiş kişilerdi . Burada daha kalabalıktık misafir öğrencilerde vardı aramızda.
Subayın tamam komutu ile kütüğü bırakıp kendimi sırt üstü yere bıraktım ben eğer bu süreçte ölmezsem daha da bir şey olmazdı. Yanımdaki Nurettin'e baktığımda o da benden farksız değildi. İleride şınav çeken Seyhan'a kaydı bakışlarım göz göze geldik ben tebessüm ettim ama Seyhan sorumlu subayın suyu kafasına boşaltması ile devam etti. Bizde yerimizden kalkıp diğer etaplara geçtik ezgi biraz uzağında kalmıştı onu görmeye çalıştım ama bu kadar kalabalıkta görmem imkansızdı.
Burada artık gerçek muhabere ve gerçek savaş alanına yönelik çalışmalara geçmiştik hava çok sıcaktı asfalt resmen kaynıyordu 'sıra sıra yan yana dizilin' komutu ile Seyhan yanıma gelip beraber şınav pozisyonu aldık elim yanıyordu ama çekmiyordum komut ile başladık Seyhan'a gülüp " Çok romantik anılarımız oluşuyor" dedim oda sırıttı " seninle her an güzel " dedi elimin yanmasını ,sıcağın etkisini unutup Seyhan'a baktım göz göze geldiğimde göz kırptı " aman Seyhan dur şimdi yapma şöyle şeyler kalp sağlığıma zarar vermeyelim " dedim başımızda ki subaylar gözlerini bir saniye üzerimizden almıyorlardı bizde fısıldayarak konuşuyorduk " zorlanıyorsun farkındayım ama dayan olur mu pes etme" dedi güven verircesine ben bu kadar güzel yürekli bir insanı hak edecek ne yaptım diye düşünücektim ama baya şey yaptım ya şimdi o kadar da değil
Ezgi Seyhan'ın yanındaydı bizi dinliyordu bize hitaben " sen böyle konuşmaya devam et Nalan ışık hızı ile tamamlar görevi " dedi
" Siz beni değil de kendinizi düşünün ben hallederim siz sakın kendinizi salmayın " dedim sessizce
Ara vermiştik suyu bile kısıtlı veriyorlardı. Birkaç yudum alıp ezgi'ye baktım. Her an bayılacak gibi duruyordu.
" İyi ol" dedim gülümseyerek gözlerini açıp kapattı yanıma oturup " Seyhan'ı boş bırakma ben sana söyleyeyim şu Şeyma yerinde durmayacak " dedi gözü ile işaret ederek şeyma'ya baktığımda Seyhan'a hayran hayran baktığını gördüm sinirden dört köşe oldum ama yapacak bir şey yoktu. " Ezgi nasıl gideyim nefes almaya bile izin
alarak hayata devam ediyoruz" dedim ezgi haklısın der gibi bakıp kafasını salladı. Çağlar ile İbrahim yanımıza gelip oturdu . Ezgi ile konuşurken göze batmamak için İbrahim yanında extradan gelmişti herhalde" Nasılsınız güzel hanımlar" dedi Çağlar gülüp iyiyiz dedik. İlk günden beri güzel giden ilişkisi vardı ezgi ile , onlar kendi arasında konuşurken İbrahim de benimle konuşmaya başladı " nasılsın " dedi " ölmeye bile hali yok gibiyim" dedim gülerek o da gülmüştü. " Zor evet ama dayanmak zorundayız " dedi normal havadan sudan konuşurken gözlerim bize doğru gelen seyhanlara kaydı kaşları havalanmış hayırdır der gibi bakıyordu. Sefa Furkan ile yanımıza çöktüğünde " Hayırdır" dedi " öyle konuşuyorduk " dedim yorgun çıkan sesimle ortam gergindi neyseki mola zamanında bitmişti .
Akşama kadar sızma, göğüs göğüse muharebe aşamalarını yapıyorduk . Atış çalışırken gerçek mermiler kullanıyorduk ve oldukça dikkatliydik.
Akşam yemek molasından sonra teçhizatları allmak için kaldığımız çadırlara ilerledik ezgi ile ,çadır içinde yatak yastık yerine otlar koymuşlardı ve uyuyamıyorduk uyku tulumlarında kalsak daha iyi olurdu diye mırıldandım.
Teçhizatları alıp herkesin yanına doğru yürüdük. Herkesi gruplara ayırarak gece tatbiki yapacaktık full teçhizat ormanda yürüyüş yani kısacası . Çanta o kadar ağırdı ki ormanda yuvarlanmam inşallah diye dua ettim içimden .
Alana gittiğimizde bizim grup çağlar ezgi ben sefa ve İbrahim 'den oluşmuştu. Keşke Seyhan ile denk gelseydim diye düşündüm.
Seyhanların grubunda ise tanımadığım birkaç kişi ve tahmin edin kim vardı ? Şeyma ... Neyse sakin ol Nalan diye kendimi sakinleştirdim. Zaten Seyhan'ın ağzına düşüyordu birde şimdi tüm gece yan yana olacaktı
Ormanın içinde yürümeye başladık ezgi ile çağlar'a hava hoştu tabi . Bu hayatta ezgi kadar şanslı olsam daha ne isterdim ? Sefa ve İbrahim ile muhabbet ediyorduk belli bir yerden sonra ayrı ayrı dağılmıştık . Seyhan'ı düşünmeden edemiyordum.
İbrahim ile beraber yürüyorduk hiçbir ışık yoktu ayın ışığı ormanı aydınlatıyordu. Su 2 litreydi ve yolun daha yarısında bitmeye gelmişti.
Bir yerde oturup biraz bekledik o kadar yürümüştük ki ayaklarımı hissetmiyordum. İbrahim'in suyu bitmişti ona bakıp kendi suyumu uzattım
" Ben çok susamıyorum " kesinlikle yalandı " biraz sana vereyim" dedim itiraz ederek " yok yok sağol Nalan sen kullan ben idare ederim" desede ben alıp su matarasına biraz ilave etmiştim biraz daha kaldıktan sonra
" Gezi turumuza devam " dedim alayla gülüp geri tekrar o kadar yürüdüğümüz yolu geri dönmeye başladık. Saat kavramı diye bir şey yoktu ama sabaha yaklaşıyordu diye tahmin ediyordum. Herkes zamanında tekrar ortak alana geldiğinde subayın bir kaç uyarısını dinleyip çadırlara dağıldık.
Çadırda ki otlar beni kaşındırdığı için uyuyamıyordum . Ezgi yorgunluktan uyumuştu hemen. Çadırın dışından ses gelince tedirgince fermuarı çekip dışarı çıktım. Seyhan'ı görünce bir rahatlasam da konum aklıma geldi hemen kenara çektim
" Canına susadın herhalde ne işin var" dedim fısıldayarak
" Seni özledim " diye sırıttı. Ama böyle karizmaya focus hareketler yaparsan ben nasıl ciddi kalayım.
" Bende özledim ama tehlikeli" dedim mırıldanarak
" Herkes uyudu subaylar zaten bir daha çıkmazlar Furkan da idare eder bir durum olsa " dedi elimden tutup çadırın arka tarafındaki yere geçip yere uzandık. Ormanda olduğumuzu ve çadırların her yeri kapattığı için de rahattım. Kolunu başımın altına koymuştu. Şehirden uzakta olduğumuz için gökyüzü daha belirgin ve güzeldi. Bu anı Seyhan ile yaşamak ise daha da güzeldi.
" Şeyma'dan uzak dur" dedim aklıma gelince direkt söyledim
Kaşlarını çattı sonra gülümsedi " kıskanıyor musun " dedi muzipçe
" Sen uzak dur " diye yeniledim bana çevirdi kafasını " sen dışında herkese uzağım zaten " dedi tebessüm ederek bende gülümsedim uykum gelince beraber kalktık yanağından öpüp çekildim çadıra girmeden
"İyi geceler" diyerek vedalaştım. O da temkinli şekilde gidince mutluluk ile günü tamamlamıştım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALLEDERİZ
Short StoryMilli Savunma Üniversitesi sınavına hazırlanan kalbi kırık bir platonik olan Nalan hayat enerjisi ve neşesi ile asla pes etmeden hayatı ve hayallerine giden yolda çabalar ve bir hayale yürürken bir çok hayaline aslında ilk adımı atmıştır.... *** ...