"Jungkook, aşkım, hadi uyan." Diye seslenen eşime 7. kez cevap vermemeyi tercih ettim.
"Jungkook, uyanık olduğunu biliyorum bebeğim hadi açsana gözlerini."
"İstemiyorum." diyerek uykuma geri dönmeyi dilemiştim. Ancak tepemde dikilen deltam beni uyndıtmak için oldukça inatçıydı.
"Jungkook yaklaşık 20 dakikadır seni uyandırmak için çabalıyorum. Hadi artık uyan." Yaklaşık 2 haftadır sürekli gerçekleştirdiğimiz bu rutinin son aşaması olarak oflamış, "Oflama bana." demesine neden olmuştum.
Tekrardan oflayınca oldukça tombullaşmış yanaklarıma dişlerini geçirmişti. "Acıyor ya." demem ile gülmüştü. Şu sıralar yaptığım her şeye gülüyordu. Yürürken bile arkamdan kıs kıs gülüp çok komik olduğumu söylüyordu.
Kalktığım yatağa tekrardan yuvarlanınca kollarımdan tutarak kaldırmaya çalışmıştı. "Top gibisin Jungkook ya. Hadi yuvarlanıp durma."
"Ben biraz daha uyuyacağım. Gece bebeğin beni hiç uyutmadı."
"Hadi ama Jungkook. Randevumuza 1 saatten az kaldı ve böyle yuvarlanmaya devam edersen yetişemeyeceğiz." Bugün doktor randevumuzun olduğuna ve bu kadar erken bir saatte aldığımıza bıkkınlıkla nefes verirken hala bir şeyler söyleyerek kaldırmaya çalışan eşime daha fazla kayıtsız kalmamış ve kalkmıştım.
"Taehyungie beni kucağına al." demiştim son zamanlarımızın bir diğer alışkanlığı olarak. 7 aylık karnımı taşımak artık çok zor geliyordu ve böyle bir çözüm bulmuştuk. Her ne kadar Taehyung bazen merdivenlerden inerken zorlansa ya da kocaman göbeğim aramızda sıkışsa bile bu yol daha cazipti.
"Hadi artık in." demişti yere basmam için beklerken. Ondan önce oturduğum kahvaltı masasında yine en sevdiğim yemeklerin olmasıyla dudaklarımı yalamadan edemedim. Her yemekte benim en sevdiğim yemeklerin olmasına özellikle dikkat ediyordu. Amacı bana daha da kilo aldırıp topa dönüşmem miydi bilmiyordum ama başarılı olduğu kesindi.
Arka arkaya büyük lokmalar halinde yediğim yemek boyunca şimdiden 7 kilo almış olmamı aklıma getirmemeye çalışmıştım. Taehyung ise bu durumdan çok hoşnuttu, bazen yemek vakitlerimizde yemek yemeden oturup beni izlediği bile oluyordu.
Yaklaşık yarım saat boyunca yaptığım kahvaltıdan parmak ucumda kalmış reçeli de yalayarak kalktım. Taehyung söyleyene kadar randevumuza 25 dakika kaldığını fark etmemiştim. Sonrasında ise evde adeta bir kaos ortamı yaratmıştık.
10 dakikanın sonunda gelişigüzel hazırlanabilmiş, hızlıca arabaya binmiştik. Hala zamanımızın kalmasıyla 10 dakikanın sonunda derin bir nefes alabilmiştik.
Yine de yolun 10 dakika kadar kısa olmaması nedeniyle biraz hızlı sürmüştü arabayı Taehyung ama zamanında yetişebilmiştik.
Artık iyice ezberlediğimiz hastane koridorunda doktorumuzun isminin yazılı olduğu kapıyı tıklatıp içeri geçmiştik.
Her zamanki güler yüzüyle karşılamıştı bizi. 7 aydır bize bakan doktor oydu ve ister istemez aramızda bir sempati oluşmuştu.
"Hoşgeldiniz." dedikten sonra bir şikayetimin lup olmadığını sormuştu, sonrasında ise zaten ayakta olmanın verdiği kolaylıkla odanın içerisinde bulunan kapıdan geçip birazdan bebeğimizi göreceğimiz odaya geçmiştik.
Baş kısmı hafifçe kalkık sedyeye yattığımda karnımın üzerindeki ince tişörtü kaldırıp artık alıştığımdan bana soğuk gelmeyen jele ilk günlerdeki gibi irkilmiyordum.
Eline aldığı cihazı karnımda gezdirdikten sonra bir süre beklemiş, ardından bize dönmüştü. Sonrasında kendine doğru çevrili ekranı hafif kaydırarak bebeğimizi bize göstermişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence | Taekook
FanfictionBebeklikten beri arkadaş olan Taehyung ve Jungkook, ruh eşi çıkar ve birbirlerine delicesine aşık olurlar. omegaverse