19

7.1K 636 87
                                    

Sınır: 100 oy
50 yorum

Dolan gözlerimi elimin tersiyle silip tekrar eğildim ve midemdeki her şeyi çıkarttım. Birkaç saat önce zorlukla yediğim birkaç parça şeyden geriye hiçbir şey kalmamıştı.

Sırtımdaki elin sahibi belimden destekleyip lavabonun önüne gelmemi sağlayıp beni yandaki küçük boy dolabın üzerine oturtmuş ve eline aldığı diş fırçama macun sıkıp elime vermişti.

Birkaç gün önce ben her kustuğumda yanımda durmasının gerekmediğini söylemiştim, ondan sonraki bulantımda yanımda olmamıştı ve ben yine her zamanki gibi tüm midemi boşalttıktan sonra kalkamayacak hale gelip yere yığılmış kalmıştım. 5 dakika sonra Taehyung aceleyle gelip beni yığıldığım yerden kaldırmasaydı ben, o anki baş dönmem yüzünden hiç kalkamazdım.

O olmasaydı asla üstesinden gelemezdim bu zorlu sürecin.

Fırçayla işim bittiğinde ve ayağa kalktığımda ağzımı çalkalayıp fırçayı yerine koydum.

Tam karşımdaki aynadan gördüğüm yansımamla birkaç saniye bakışmış, gördüğüm solmuş yüz ile donup kalmıştım.

Önceki halimden eser yoktu. Sanki hamileliğimden önceki Jungkook ve şimdi gördüğüm yeni hamile Jungkook tamamen farklı kişilerdi.

Zaten beyaz ten rengimin 2 katı beyazlığında bir yüz, çökmüş göz altları, çatlamış dudaklar, kaç kilo verdiğimi saymadığım için fazlasıyla çökmüş bir yüz.

Çok kötü durumdaydım. Gerçekten şu 1 haftada o kadar çökmüştüm ki odamızdaki büyük boy aynadan görüntümü görmemek için odaya girmemeye çalışıyordum. Önceden tam olan kıyafetlerim şimdi bol geliyordu, öyle ki belimden düşen pijamam da bunu kanıtlar nitelikteydi.

Avucuna aldığı suyla yüzümü yıkayan Taehyung ile düşüncelerimden arınarak kendime geldim.

"Hadi gel sana bir şey yedirelim, sonra tekrar kusmaman için bir şeyler yaparız."

"Tamam." Deyip beni aşağı kattaki mutfağa götürmesine izin verdim. Midemi bulantmayacak, kokusu olmayan hızlı bir şeyler hazırlarken ben de sandalyede oturup onu izliyordum. Tamamladığı işiyle elindeki sandviçi elime vermiş, o da karşıma oturmuştu.

Tekrar midemin bulanmaması için yavaş yavaş yediğim sandviçi sonunda bitirdiğimde kalan vişne suyumu da bitirmiş, üzerime dökülmüş kırıntıları da topladıktan sonra kalkmıştım yerimden.

Taehyung, tekrar midemin bulanmaması için bir şeylerle uğraşabileceğimizi söylemişti. Şimdi ise beni üst kata çıkartıyordu.

Resim odamızın kapısını açmış, içeri geçmişti. Hemen arkasından ben de geçmiş, en sevdiğim odalarımızdan birine söyle bir göz gezdirmiştim.

Küçük bir masa, tuvaller ve çeşit çeşit boyaların bulunduğu bu oda fazla büyük drğildi ve bu, onu daha sıcak bir hale getiriyordu. Tabii buna duvarların rengi de eklenince bu odadan çıkmak istemiyordum. Ki günde 1-2 saatim burada geçiyordu.

Minik bir şövaleye koyduğum küçük tuvalle biraz ne yapacağımı düşünmüş, ardından gözlerimin değdiği manzarayı çizmeye karar vermiştim.

Arka bahçemize bakan pencereden görebildiğim kadar ilerideki gölle birlikte gökyüzünün karışımını çizmeye başlamıştım.

Taehyung'un ne çizdiğini bilmiyordum. O da bir tuval almış, seçtiği açık mor renkle zemin oluşturuyordu.

Açıkcası onun çizimlerini şu zamana kadar görmemiştim. Arkadaş olduğumuz zamanlarda bize çizimlerini göstermezdi, kendine saklamayı sevdiğini söylerdi. Onun çizim yeteneğinin olduğunu fark etmemiz de yüzümde tebessüm oluşturan bir anıydı.

Limerence | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin