Limerence | Taekook

1

Hoşgeldiniz

İyi okumalar

İşaret ve orta parmağımın arasına sıkıştırdığım sigarama bakmış, gri dumanın yüzüme gelmesine izin verek bırakmıştım çektiğim nefesi.

Karşımdaki her gün olan kavgalarından birini izliyordum. Ne için kavga ettiklerini bile bilmiyordum. Birkaç alfa, bir alfanın yüzünü dağıtıyorlardı.

Yüzyılımızın deltası Taehyung, birazdan gelir ve insanları kontrol edebilme yeteneğiyle ortalığı sakinleştirirdi.

Bitmek üzere olan sigaramdan son nefesi çekmiş, zehirli dumanın burun deliklerimden ve ağzımdan çıkmasına izin vererek aldığım nefesi bırakmıştım.

"Delta geliyor!" Kalabalığın içinden, tüm seslere rağmen duyulabilecek bir bağırış yükselmiş, Taehyung'un geldiği yere bakmıştım.

Boğazından hırıltılar yükseliyor, burnundan soluyor ve gözleri yeşilden griye dönmüş bir şekilde, kararmış bakışlarıyla hırpalanmış alfaya bakıyordu.

Karşına gelir gelmez küfürleri eşliğinde kafa atmıştı alfaya. Alfa, deltanın gücüne dayanamayarak saniyesinde yere düşmüş, Taehyung karnına oturarak sert yumruklarını alfanın yüzüne indirmeye başlamıştı.

"Sikik herif. Utanmıyor musun lan bir omegaya tecavüz etmeye kalkışmaya?!"

Taehyung'un boğazı yırtılırcasına bağırdığı cümlelerle herkes şaşkınlıkla kalakalmıştı.

Tecavüz.

Şimdi karşımda ağlayan omegayı anlayabiliyordum. Birkaç kişi ağlamaktan harap olmuş kızı içeri götürürken kızın bacakları tutmazmış gibi yere yığılmış kalmış, bir alfa kucağına almak için hamle yaptığında korkuyla yığıldığı yerde küçülmüştü.

Dokunmasını istemiyor gibi geri çevirdiği ellerle alfa, onu ayağa kaldırmış, birkaç kişinin yardımıyla okulun içine taşımışlardı. Ona baktıkça gözlerim doluyordu. Gözden kaybolmalarıyla, hala devam eden kaos ortamına dönmüştüm.

Taehyung alfayı bayıltma noktasına getirmiş, yüzü belli olmayacak şekilde kanlar içindeydi. Tek bir yumrukla daha bayılacak olan alfayı Taehyung, bayılacak olduğunu anladığından yüzüne tükürerek bırakmıştı.

"Senin için az bile bu. Senin gibilerin sikini kesmek lazım! Sen şükret ki okuldayız." Ayağa kalkmış sırıtarak yerde yatan alfaya bakmıştı.

"O kızın hayatını karartmana değdi mi piç kurusu! Kendi hayatını da kararttın! Ama burada bittiğini sanma, seni hapislerde çürüttüreceğim. 22 yaşında hayatına veda et."

Alfayı kendi haline bırakmış, fakültede bulunan binalardan en yakın olanına girmişti. Birkaç saniye sonra bende onu takip ederek binaya girmiştim.

Dediği her şeyi yapardı. Delta olduğu için tüm türler ona itaat etmek zorundaydı ve onu hapise attırması birkaç dakikasını alırdı. Bu zenginliğiyle birleşince bir kelimesine bakardı.

Revirde olduğunu tahmin ettiğim için, en alt kata gitmiş, revire girmiştim. Tahmin ettiğim gibi buradaydı. Titreyen elleriyle yeri inceliyordu. Ara sıra ağzından hırıltılar kaçıyordu. Hala sinirini atabilmiş değildi.

Geldiğimi fark etmiş ve elindeki bakışlarını bana çevirmişti.

Şu an ellerinden nefret ettiğini biliyordum. Hep birisini dövdüğünde, onun kanını ellerinde taşımaktan nefret ederdi. Ellerine bakamaz, asla gerekli pansumanı yapamazdı. Böyle anlarda ona yardımcı olmak için yanında dururdum.