Merhabalaar
İyi okumalar
Masmavi deniz, incecik kumlar, güneş ve Kim Taehyung.
Kim Taehyung, o kadar güzel bir adamdı ki bana adımı bile unutturabilirdi. Sıcak güneşin vurduğu güzel yüzü, parıldayan kahve gözleri ve bana bir şey anlattığı için değişip duran mimikleri.
Bana Kim Taehyung'u bir kelimeyle anlat deseler sanat derim onun için. Bir sanatçının elinden çıkan dünyada eşi benzeri olmayan bir sanat eseri, kendi ellerinden doğan.
Çok zarif bir adam Kim Taehyung.
Bedenindeki her bir yer o kadar naif ki, en basitinden elleri. Kim Taehyung'un kendisinden sonraki en güzel şey. Kemikli parmaklarını o kadar zarif kullanır ki Kim Taehyung; günlerce, haftalarca o ellerinin güzelliğini inceleyebilirim.
"Jungkook, hadi denize girelim." Kulağıma derin sesiyle fısıldayışıyla kendime gelebilmiştim. Onu izlemekten ne ara anlattığı şeyi bırakıp başka konuya geçtiğini anlayamamıştım.
"Girmek istemiyorum."
"Hadi ama, senden başka kimse kalmadı. Herkes eğleniyor. Sadece senle ben kaldık."
Etrafıma şöyle bir baktım. Jin hyung ve Namjoon hyung kumların üzerinde yatıyorlardı ve bir şeyler konuşuyorlardı. Jimin ve Yoongi hyung denizde birbirlerinin üzerlerine su atıyorlardı. Hoseok hyung ise şezlonda yatarak birisiyle mesajlaşıyordu. Ama bir dakika, hepimiz buradaydık ve yüzündeki gülümsemeye bakarsak gerçekten sevdiği birisiyle mesajlaşıyor gibi duruyordu. Bizim dışımızda arkadaşı yoktu, yani en azından bu şekilde gülerek mesajlaşacağı bir arkadaşı yoktu. Ailesi olamazdı çünkü Hoseok ailesini çok bağlı bir çocuk olduğu için nerdeyse her adımda ailesini arardı ve onlarla mesajlaşmazdı. Geriye tek bir seçenek kalıyordu.
Taehyung ile aynı anda birbirimize döndük. "Ne dersin, sence de o mu?"
"Mümkün mü ki?"
Bahsettiğimiz kişi üç yıl boyunca hazır olmadığını söyleyip Hoseok'u kabul etmeyen Yugyeom'du.
"Neden olmasın. Ne de olsa ruh eşiler değil mi? Önünde sonunda birleşeceklerdi." Dedikten sonra Hoseok hyunga doğru yürümeye başlamıştık. Taehyung bir yanına ben bir yanına geçtim ve telefondaki mesajları incelemeye başladık.
"Yaa hyung demek üç yıl sonunda tanışma evresini geçip flörte gelebildiniz." Taehyung alaycıl bir edayla söylemişti.
"Ben bile bir an hep böyle kalacağız sanıp korkmuştum."
"Buraya gelin." Diğerlerine hitaben bağırmıştım ve onlarda uğraştıkları şeyleri bırakarak gelmişlerdi.
"Ne oldu?"
"Hoseok sonunda flört aşamasına geçebildi." Hepsi mutlu sesler çıkarmışlardı.
"Ee çocuk ne zaman?" Namjoon hyung yaşlı teyzeler gibi soru sormasıyla Hoseok hyung göz devirmişti.
"Asıl size sormalı hyung. Kaç yıldır birliktesiniz, çok da sevişken bir çiftsiniz gözlemlerime göre. Nasıl hala bir çocuğunuz olmadı?" Sorumla Jin hyung kızarırken Namjoon hyung cevaplamıştı.
"Jin için hem okul hem hamilelik çok zor olurdu. Hem doğduktan sonra bakıma ihtiyacı olacak ve okulla bunu çok zor yapardık."
"Kesinlikle ben de katılıyorum hyung. Eşime bulduğumda hemen çocuk yapmayacağım." Konuşmamla Taehyung ardımdan hemen atlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence | Taekook
FanfictionBebeklikten beri arkadaş olan Taehyung ve Jungkook, ruh eşi çıkar ve birbirlerine delicesine aşık olurlar. omegaverse