Limerence | Taekook

7

İyi okumalar

Buraya gelişimizin üzerinden bir hafta geçmişti. Jimin ve Yoongi hyung hiç ayrılmıyorlardı. Jin hyung ve Namjoon hyung bildiğimiz gibiydi. -Sesleri bize gelmesin diye ses yalıtımlı odayı seçmişlerdi.- Hoseok hyung, Yugyeom ile mesajlaşmaktan bazen yemek yemeyi bile unutuyordu. Taehyung ve ben ise birlikte uyuduğumuz günden sonra iyice yakınlaşmıştık. Taehyung dibimden ayrılmıyordu.

Ne yaparsam, nereye gidersem peşimden geliyordu ve artık tuvalete bile benimle gelecek diye korkuyordum.

Şu an şezlongdaydık ve ben burada uyumaya çalışırken bile rahat bırakmıyordu. Saçlarımı kabartıyordu, gözlüğümü çıkarmaya çalışıyordu, küpemi çekiştiriyordu.

"Ne istiyorsun Taehyung?"Dayanamayıp sormamla dudaklarını büzmüş ve "Benimle ilgilen." Demişti.

"Bebek misin sen?" Oturur pozisyona gelip yanaklarını sıkarken söylenmiştim.

"Nasıl ilgineyim seninle küçük bebek?" Dememle bilmem demek istercesine omuzlarını silkmişti.

"Saçlarımı okşa."

Geriye yaşlanmış ve kucağıma gelmesini beklemiştim. Kucağıma yerleşmiş ve yarım bir şekilde uzanık olduğum için yüksekte olan göğsüme başını koymuştu.

Sakin bir şekilde ellerimi saçlarına çıkarmış ve okşamaya başlamıştım. Çok yumuşak saçları vardı ve ben ne zaman yakınıma gelse ellerimi saçlarından ayıramazdım.

Vücudunun erkeksi kokusuna zıt olarak saçları çilek gibi kokuyordu.

Pamuk saçlarını biraz daha okşadıktan sonra sıkılmıştım ve ağır gelmeye başlamıştı.

"Taehyung?" Fısıltıyla sordum çünkü uyuyor olabilirdi. Burada yüzmekten ve gezmekten çok yoruluyorduk ama gerçekten güzel bir yer olduğu için yorgunluğumuzu hissetmiyorduk.

"Hmm?"

"Kalkalım mı?" Diye sorunca bir süre kafasını kaldırmış ve yüzüme bakmıştı.

"Neden?"

"Ağırsın biraz." Dememle üzerimden kalkmış ve elimden tutarak beni de kaldırmıştı. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken yattığım yere kendisi yatmış ve beni de kucağına çekmişti.

Bu sefer benim başım göğsüne geliyordu.

Bir elini belime koymuş, diğer elini ise göğsüne yaslanmam için kafama koymuştu. Eli saçlarımı okşuyordu ve bu mayışmamı sağlıyordu.

"Neden ayrı ayrı yatmak yerine böyle şeyler yapıyoruz." Bir eli saçımı okşarken diğeri de sorduğum sorudan sonra belimi okşamaya başlamıştı.

"Böylesi daha güzel çünkü." Kulağımın arka taraflarını bir öpücük kondururken mayışmış bir şekilde söylemişti.

İkimizde yorgunluğumuzun getirisiyle şuracıkta bu haldeyken uyuyabilirdik.

"Burada uyuyup kalmayalım." Deyip kalkacakken bileğimden yakalamış ve tekrar üzerine uzanmamı sağlamıştı.

"Hayır, burada uyuyalım."

"Ama rahat edemezsin ve ben sana ağırlık yaparım."

"Unutma küçük bebek, ben bir deltayım." Demişti ona dediğim 'küçük bebek' kelimesine ithafen.

"Peki sen bilirsin. Ama uyandığımda kendimi yerde bulmak istemiyorum."

"Seni asla yere düşürmem." Demesiyle kıkırdamıştım ve gözlerimi kapatmıştım kafam göğsünün üzerinde kalp atışlarını dinlerken.