5

12K 964 272
                                    

İyi okumalar


"Beni bu denli etkilemeye hakkın yok."

Sözlerimin ardından gözlerinde şimdiye kadar hiç görmediğim derecede bir yoğunluk oluştu. Ne yaptığımı, ne dediğimi bile bilmiyordum. Sadece söylüyordum sonuçlarının nereye varacağını ön görmeden.

"Benden etkileniyorsun demek."

Sesi daha önce hiç duymadığım derecede karanlık bir tondaydı. İrisleri gittikçe kararıyordu. Kavgalarımızda bile bu derece korkunç olmayan adamdan şimdi köşe bucak kaçmak istiyordum. Ama onun delta olduğunu unutuyordum. Ben daha kaçmaya bile başlamadan anında anlar ve asla izin vermezdi.

Bir sözümden etkilenecek veya kışkıracak değildi ya.

Ama yine de çok utanıyordum, resmen arkadaşıma ondan etkilendiğimi söylemiştim.

Evet, bir an önce buradan kaçmam lazımdı. Öyle ki, şu an yavaş yavaş beni duvarla arasına sıkıştırmaya başlayan çocuğa ya yumruğu basmam ya da kimseye zarar gelmeden, tabanlara kuvvet deyip dört nala koşmam gerekiyordu.

Hadi ama, ben Jeon Jungkook'tum.

Kaçarsam beni kendisinden korkmuş sanardı ve bunu ömür boyu dalga malzemesi yapardı.

Yumruk atarsam kendime verdiğim sözü tutmamış olurdum ve bu taraftan da dalga malzemesi olurdum. 'Ah şu gelen Jeon Jungkook mu? Şu daha kendine verdiği sözü bile tutamayan.'

Hemen bir çözüm yolu bulmalıydım. Aksi takdirde halen bana yaklaşmaya devam eden çocuğa karşı hiçbir şey yapamayacaktım.

"Taehyung." Deyişimle bana dönen gözleri cevap arıyordu.

"Şimdi durmazsan kurdum kendini içine kapatacak."

Doğruydu, eğer şimdi durmazsa kurdum kendini içine kapatırdı ve bir ay sonra öğreneceğim türümü öğrenememi sağlardı.

Zaten yeterince utangaç bir kurdum vardı ve eğer şimdi durmazsa iyice içine kapanıp beni de asosyal yapardı.

Odaklandığım irisleri yavaş yavaş benden uzaklaşıyordu. En sonunda tamamen uzaklaşıp koltuğa oturdu ve "Biliyorsun." Dedi.

Biliyordum, baskın türlerin kurtları birisinin kendinden hoşlandığını veya etkilendiğini söylediğinde istemsiz bir şekilde bundan etkilenirdi ve sahibine baskı yapardı onun üzerinde etki kurması için.

Ancak Taehyung, bir delta olmasına rağmen kurduna karşı gelebilmiş ve kendisini durdurabilmişti.

"Üzgünüm, kaç yıl oldu hala bazen ona karşı gelemiyorum."

"Biliyorum zor olduğunu Taehyung. Hem benimde suçum var. Bu kadar baskın bir kurda aniden öyle dememeliydim."

"Sorun değil. Hem belki de bende-"

Kurdum iyi bir şey söylemeyeceğini veya onun zararına olan bir şey söyleyeceğini sezmiş gibi pençelerini saplamıştı ve sürekli "Jungkook, durdur onu çabuk!" Diye bağırıyordu. Benim hissedemediklerimin üç katını, belki beş katını hissettiği için ona güvendim ve aniden sözünü kestim.

"Aa, az kalsın unutuyordum. Benim ödevimi tamamlayıp teslim etmem gerekiyor." Deyip resmen kaçarcasına kaldığım odaya geçtim.

Yarısı tamamlanmış olan projeye baktım ve kafamda belirlediğim düzene göre çizmeye devam ettim.

İkinci katı da nerdeyse bitirmek üzereyken içeriye Taehyung geldi. Geleceğini tahmin ediyordum. Ancak kahve de yapmıştı.

Elindeki kupalardan birini bana uzattı. İlk kahve içtiğimizde de birlikteydik, yaklaşık 8 yaşındaydım o ise 10. O zamanlar o acı tadı aldıktan sonra uzun bir süre kahvenin yanından bile geçmemiştik.

Limerence | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin