17

8.4K 712 145
                                    


Birkaç bölümdür oylar yarıya düşmüş, yorum ise neredeyse hiç yok.

Sınır: 100 oy

50 yorum

İyi okumalar


Gözlerimi ani sıcaklıkla açmış, etrafa bakınmıştım. Sıcaklık gittikçe artıyordu. Nasıl uyandığımı bile anlamamıştım. Ani bir şekilde gözlerimi açmış, kendimi balkona atarken bulmuştum.

Bu hissin ne olduğunu biliyordum. Dört kez yaşadığım, beşincisine geçmek üzere olduğum kızgınlığımdı. Bundan yarım saat sonra bir şey yapmaya gücüm kalmayacağını bildiğimden hemen merdivenlerden inmiş, mutfağa girip birkaç şey atıştırmıştım.

Boğazım kuruduğundan bir bardak su da içip tekrar odamıza geçmiştim. Taehyung yoktu, sabah erkenden okula gitmişti. Normalde birkaç saat sonra da benim gitmem gerekti, öyle konuşmuştuk ama birkaç saat sonra bırak okula gitmeyi, yerimden bile kalkamayacaktım.

Yanımdaki telefonumu elime almış, biraz gezinmiş, vakit geçirmiştim. Şu an yapacak pek bir şey yoktu. Yarım saat kadar vakit geçirdikten sonra sıcaklığım gittikçe artmıştı.

Her kızgınlığımda olduğu gibi yatağımızı Taehyung'un kıyafetleriyle doldurmuştum. Tüm kıyafetlerini bu şekilde mahvetmekten çekinmiyordum. Şu an sadece onun kokusuna, ona ihtiyacım vardı ve kıyafetlerini düşünecek halde değildim. Her kızgınlığımda neredeyse kıyafetlerinin yarısı çöpe gidiyordu, bundan da çekinmiyordum. Hatta şu an yanımda olmamasının kızgınlığıyla tüm kıyafetlerini mahvetmek, hepsini kendi sıvımla kaplamak, buraya geldiğinde onu çıldırtmak istiyordum.

Kıyafetlerimi çıkarıp yere fırlatmış, çırılçıplak bir şekilde kıyafetlerinin arasına yatmıştım. Kokusu etrafımdaydı ama yetmiyordu. Islanmaya başlayan deliğimle kokusu beni daha da etkiliyordu.

Parmağım ıslak deliğimi okşamaya başlamıştı. Yavaş yavaş ıslaklığımı okşayan parmağımın birini içime kaydırmıştım. Bir süre çıkan ıslak sesler eşiliğinde kendimi parmaklamış, ardından ikinci parmağımı eklemiştim.

Parmaklarım uzundu, ama bana asla Taehyung'un parmakları kadar zevk veremiyor, en derin yerlerimi okşayıp kıvrakça içimde dönemiyordu.

Yaklaşık 15 dakikadır kendimi parmaklamıştım, hiçbir işe yaramamakla beraber artık canım acıyor, deliğim kanayacak raddeye geliyordu.

En sonunda dayanamamış ve hıçkırıklarım eşliğinde Taehyung'u aramıştım.

Birinci, ikinci derken dördüncü çalışta açılan telefona konuşmadan bir hıçkırık bırakmış, karşıdan gelen keskin nefes sesini işitmiştim.

"Taehyung." Dedim sesim titrerken. "Buraya gel, sana ihtiyacım var." Demiştim hala bir cevap vermemişti. "Çok."

Ne olduğunu söylememe gerek yoktu. Hala kendimle oynadığımdan dolayı çıkan seslerden, bunlara karışan hıçkırıklarımdan ve değişen ses tonumdan anlamaması mümkün değildi.

"Bebeğim, dersteyim."

"Çabuk gelsen iyi olur. Çünkü biraz daha zorlarsam kendimi kanayacağım." Kısık sesli küfrü, hızlıca çevirdiği sayfalar, hızlı yürüme sesleri, bir adamın bağırışı, kapının hızlıca açılıp kapanma, ardından gelen koşma sesleri. Hepsi dediğim cümle sonrasına denk geliyordu.

"Sikeyim seni Jungkook çıkart parmaklarını içinden." Demişti koştuğu için hızlı nefesleri arasından.

Tekrar bir bağırış sesiyle koşan adımlarını durdurmuş kendisine bağıran kişiyle konuşmaya başlamıştı.

Limerence | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin