3

13.3K 1.1K 161
                                    

Selaaam,

İyi okumalar

Mimarlık tarihi hocasının kulak tırmalayan sesine daha fazla katlanamadım ve kafamı sıraya koydum.

Mimarlığa gerçekten hevesliyim ancak bu şekilde sıkıcı derslerini hiç sevmiyorum.

Hocanın sesi ninni gibi gelirken şu an zerre duymak istemediğim o sözler hocanın ağzından döküldü.

"Jeon Jungkook."

Kendime gelmeye çalışarak ayağı kalktım. "Evet."

"Ülkemizin en önemli mimarı bölgelerinden 3 tanesini sayar mısın?" Bu sefer ciddi anlamda batmıştım. Çizim yeteneğimin mükemmel olması beni sınıfın gözdelerinden yapıyordu ama mimarlık tarihi hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

"Bilmiyorum."

Evet, bunu söylemiştim. En fazla ek olarak birkaç proje çizmemi isterdi. Bunu zevkle yapardım. Ki zaten hocanın vereceği bir ödevi en fazla 20 dakikada çizerdim.

"Otur Jeon, seninle sonra görüşeceğiz."

Tüm derslerimiz bittiğinde sınıftan çıkmak için hazırlanıyordum.

"Jeon, hemen çıkma seninle bir şey konuşalım."

Pekala, tasarım öğretmeninin benimle ne konuşmak istediğini bilmiyordum.

Sınıftan herkesin çıkmasını bekledim sonunda herkes çıktığında öğretmenler masasında oturan hocamın yanına doğru ilerledim.

"Jeon, bugün mimarlık tarihi hocasına yaptığın saygısızlığı duydum. Senden böyle bir şey beklemezdin. En sevdiğim öğrencilerimden birisin."

Yaptığım saygısızlık sadece dersinde uyumaktı. Ki bunu herkes yapıyordu.

"Üzgünüm, bir daha olmaz."

"Üzgün olman bir şeyi değiştirmez. Ancak senden, kesinlikle acımasız olmayarak ve bunu yapabileceğinden emin olarak iki katlı bir alış veriş merkezi planı çizimi istiyorum."

Sınıftan çıkıp gitmeden önce de beni yıkan o sözleri söylemişti.

"Üç hafta içerisinde bitir."

Okuldan çıktıktan sonra hepimiz benim evimde toplanmıştık. Her cuma, ondan sonraki gün okulun olmaması güvencesiyle birimizin evinde toplanırdık.

Bazen sadece oturur, bazen içer, bazen ise sadece konuşurduk. Bizi bunaltan ve kimseyle konuşmadığımız konulardan.

Çok gergindim. Okulun kapanmasına üç hafta vardı ve benim bu üç haftada resmen yemeyip, içmeyip ödevimi bitrmem gerekiyordu.

Hemen başlamam gereken ödev yerine şu an burada oturuyordum ve bu gerginliğimi daha da arttırıyordu.

Öyle ki ne zaman gerginlikten tırnaklarımı kemirmeye başladığımın farkında bile değildim.

"Kook neden bu kadar gerginsin?"

Namjoon hyungumun sesiyle ona döndüm. "Ne oldu?"

Limerence | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin