5. Bölüm 🥀

98 15 75
                                    

Bölüm Şarkıları: Giselle Medd~ Nightmare Doll

Gülşen ~ Aşk Cinayet Sever

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!

Bölüm 5: Aşk Cinayet Sever

Hayatımın bir takvim yaprağından öte olmadığını anladığım vakitlerin birindeydim. Yapraklar düşüyor ve savruluyordu; benim kalbimden parçalar gibi. Bir bir düşüyor ve benden bir parçayı da kendisiyle birlikte götürüyordu. İçimde çığlıklar vardı. Geçmişe esir çığlıklar. Dışarıdan bu çığlığı atacak vaktim olmamıştı. Buna hiç izin verilmemişti. Benim dudaklarımı kalın bir şişle dikmişlerdi. Sonra bir gün, yani en büyük acımın olduğu gün bütün çığlıklarım dudaklarımdaki dikişi yararak kaçmış ve özgürlüğe kavuşmuştu.

14 Haziran...

Kalbimi bir kez daha gömdüğüm günün tarihiydi. Biricik kızımı kalbime gömüp onu da toprağa gömdüğüm günün tarihi.

Merdivenlerden gürültülü bir şekilde iniyordum. Sanki beni fark etsinler ister gibiydim. İlk önce salona girip göz gezdirdim. Pek tabii hiçbiri ortada yoktu. Sonra biriciğimi gördüm. Kalbimin biriciği... Verandada oturuyordu. Bacaklarını kendine çekmiş, minicik kalmıştı. Sabahın erken saatinde kalkmış kitap okuyordu. Her zaman içine kapanık bir çocuk olmuştu. Babam onu öyle yetiştirmişti benim aksime. Ben ne kadar uçarı büyüdüysem o, o kadar içine kapanık büyümüştü. Bazen sadece tek dostlarının kitaplar olduğunu düşünüyordum.

Bir sürü öylece durdum. Onun güzelliğini izlemek bu hayattaki en sevdiğim şeydi. Özellikle kitap okuyorsa kendinden geçiyordu. Çok kısa süre önce omuzlarını biraz geçkin olan ağacın kabuğunu andıran koyu kahverengi saçlarını kulak hizasında kesip kâkülle süslemişti. Soluk teni iyice solmuştu sanki. O güzel çilleri kar tanesi gibi serpilmiş ve yüzünde yer edinmişti. "Beni bir yazarın izlediği gibi izlediğini görebiliyorum." dedi ve yeşil gözlerini bana çevirdi ağırca. Bana bakmaya devam ederken kitabını kenara koydu.

"O yazar sana nasıl bakıyor?" dedim oyununa eşlik ederek. İçtenlikle kırmızı dudakları kıvrıldı. "Bana hep buruk baktığını hissediyorum. Sanki ağlayacak gibi. Bir yerlerde kötü bir sonun olduğunu bilir gibi sanki. Bana baktığını hissettiğimde ağırlığının altında eziliyorum." Kaşlarımı çattım. "O yazarla kavgaya tutuşma vakti gelmiş." Güldü. "O yazar olmazsa ben de olmam abla. Onun bakışlarındaki hüzün yolumu gösteriyor bana. Ama ben söz dinleyemiyorum galiba." Neden böyle konuşuyordu ki? Konuşmak zorunda mıydı? Bir acısı vardı da ben mi göremiyordum?

Leyl ve HarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin