10. Bölüm 🥀

65 12 83
                                    

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu ~Çocuklar Gibi

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!

Bölüm 10: Çapa Misali Çakılmak

O çocuksu taraflarımızın olduğu yaştaydık. Yine birlikte ve yine mutluyduk. O yaşlarda hiç ayrılmayacağımızı düşünürdük; ama araya ölüm girerse elden ne gelirdi ki?

Geriye bakarak koşuyordum. Hâlâ beni kovalıyorlar mıydı kontrol ediyordum. Oysaki bilmem gerekirdi onlar her daim benim arkamda olurlardı. Onlara bakmaya son verip önüme döndüm. Çığlıklarım ve kahkahalarım barajın olduğu yeri inletiyordu. Korhan ve Anıl da bir yandan birbiriyle uğraşıyor bir yandan beni kovalıyorlardı. En sonda yorgun bir şekilde kendimi ağacın dibine bıraktım. Elbisem etrafımı çepeçevre sarmıştı. Elbise giymeyi çok severdim. Özellikle kırmızı elbiselere bayılırdım. Kendimi gül gibi hissederdim. Adımın anlamı gibi... Ama ben Atlantis'tim. Korhan'ın hayal evreninde de bana verdiği isim buydu. O da Gökyüzü'ydü. Çünkü gökyüzünden çalınmış gözleri vardı.

"Çiçek, yordun bizi." Nefes nefese kendisini yanıma bırakmıştı Anıl. Onun için de Çiçek'tim. Gül çiçeği... Anıl isminin anlamı hafıza demekti. Gerçekten de hafızası güçlü biriydi. Ufacık olayları hatırlar ve asla unutmazdı. Hatta bu sebepten bazen çok kindar olabiliyordu. "Bu hafta başı Atilla amcanın yanında başlıyoruz, o kadar heyecanlıyım ki." dedim hevesle. Bize ceza olarak verdiği şey tam aksine ödüldü. Biz müziği çok severdik. Aslında Anıl yoktu ama o kadar huysuzluk yapmıştı ki en sonunda Atilla amca pes etmiş ve onu da dahil etmişti.

"Belki bize bir şeyler çalmayı da öğretir." dedi Korhan. Bunu çok isterdim. Galiba o benden de çok isterdi. Çünkü onun sesi çok güzeldi ve böyle şeylere çok ilgiliydi. Onunla şarkı söylemeye başlayıp, sonra yarıda kesip onu dinlemeyi çok severdim. "Korhan?" Sesim hevesli ve umut dolu çıkmıştı. Gözlerimi belirterek ona baktım. "Söyle?" Gökten çalınmış bakışları bana döndü, benim de kalbimi çaldı. O zaman bilemiyordum ama şimdi biliyordum. Çok iyi biliyordum... "Acaba bize şarkı söyleyebilir misin?" Sesimi tatlı tutmuş, kafamı da omzuma doğru eğmiştim. "Sen istersin de ben söylemez miyim Acem Kızı?" O gün ki şarkıya gönderme yapmıştı. Bazen Atlantis, bazen Acem Kızı, bazen Çiçek bazen de Ala Kız'dım. Birbirimize isim takmayı sevdiğimiz için buna hiç aldırmazdık.

Yere yüzüstü uzandım. Ellerim çenemde, ilgim ondaydı. Gözleri etrafta düşünür edayla turluyordu. Anıl'ın elleri de yere dökülen saçlarımdaydı. İkisi de keşke hep böyle yanımda olabilselerdi. Keşkeler, ah keşkeler...

Leyl ve HarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin