Bölüm Şarkısı: Cem Yıldız~ Öldüm Ağlasam Ne Olur
Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!
Bölüm 20: İntihar Etmiş Yeminler
Bir kıyamet kopacaktı hissediyordum. Hayır, biliyordum; çünkü bu kıyamet benim planımdı. İnce ince işlenmiş, herkesi birbirine düşürüp kıyametlerini getirecekti bu plan. Bundan yıllar öncesini düşündüğümde üzgün ama kafamın rahat olduğunu biliyordum. O zamanlar sanki hiç yaşanmamış da benim düşümmüş gibi gözlerimin önünden süzülüyordu. Şimdi ise üzgün, huzursuz ve intikam doluydum. Dünyayı alevler içinde cayır cayır yaksam bundan zerre pişmanlık duymaz yakacağım anı beklerdim. İlk önce diğerlerini, sonra da kendimi yakar kurtulurdum geriye de intikam kalmazdı. Borç ödenmiş olurdu.
Parmağımın arasında çevirdiğim siyah kurşun kaleme gözlerimi dikmiştim. İçimden sekize kadar saymaya başladım. Oklar sekizi gösterdiğinde kapımın önünde o belirdi. Tunç... Dün gece ki samimiyetime güvenip büyük bir hevesle yanıma gelmişti. Öğleni denk getirdiğine göre beni yemeğe götürmek isteyecekti. Onu hiç beklemiyormuşum gibi şaşkınlıkla baktım.
"Bu sürprizi neye borçluyuz?" Yüzümde sevecen bir ifade varken o maskenin altında nasıl da şeytani bakabiliyordum? "Dün alelacele gidince bugün seni görmek istedim. Belki yemeğe çıkarız?" Sorgu dolu gözlerle bakıyordu yüzüme. Birkaç saniye sonra içeriye girecek adamı beklediğim için daha da ağır hareket ettim. Kurumuş dudağımı hafifçe ıslatıp kısa bir saniye dişleyip serbest bıraktım.
"Tunç Bey." Tam da beklediğim an kapının önünde sert görüntüsüyle Acar göründü. Yerimden kalmak için herhangi bir hamlede bulunmamış aksine geriye yaslanmıştım. O benim saygımı hak eden biri değildi. Oyun dahi olsa ona bu saygıyı göstermeyecektim.
"Acar Bey?" Ses tonuna anlam veremediği için merakla dönmüştü Acar'a. Gayet sakin bir şekilde oturduğum yerden onları izliyordum. "Bu sizin miydi?" Yumruk yaptığı elini açıp Tunç'a uzattı. "Ben de dün sürekli onu aramıştım, nerede buldunuz?" Kol düğmesini almak için elini uzattığında Acar geri elini kapatmıştı. Acar tam da planladığım gibi her şeyi ilerletiyordu. Her şeyi bu denli planlarken düşmanımın yerine koymuş ve onu benimsemiştim. Acar ta kendisi olmuş yapabileceği her şeyi planlanlamıştım. Ve işte her şey kuralına uygun ilerliyordu.
"Dün odamda ne işiniz vardı Tunç Bey?" Tunç gerçekten her şeyden habersiz kaşlarını çatmıştı. "Anlamadım. Sizin odanızda ne gibi bir işim olabilir ki?" "İşte ben de onu soruyorum. Odama neden girdiniz? Odamda buldum." Gülmemek için dudağımı içten ısırmıştım. "Ben bütün gece Verda'nın yanındaydım. Öyle değil mi sen söyle?" İlgiler bana dönünce en saf ifademi takındım.
"Evet, aslında biz hep yan yanaydık. Sadece bir ara içeri gittiğini gördüm o kadar, zaten sonrasında da alelacele doğum gününden ayrıldı." Arkasında duruyor gibi davranırken nasıl da onu uçurumun dibine sürüklüyordum. "O arada odama izinsizce girmiş olmalısınız. Bir dost görüp doğum günüme sizi davet ederken nasıl böyle saygısız olabilirsiniz anlamış değilim." Tunç duydukları karşısında şoka girmişti. "Ben girmedim diyorum! Verda söylesene." İrkilerek bakıyordum. "Neden bana bağırdığını anlayamıyorum. Ne gördüysem onu söyledim neden suçlu psikoloji içine giriyorsun?" Bu dediğimle Acar şüphesi daha da kabarmıştı.
"Bu defa hatanızı görmezlikten geliyorum ama bir daha muhattap olmazsak iyi olacak. Ve bir de sakın Verda Hanım'ın üstüne sakın bir daha gitmeyi düşünmeyin." Tunç yaşanan her şeyi hâlâ anlamaya çalışıyor bu yüzden de geriliyordu. Bir oyunun içindeydi ve haberi bile yoktu. "Siz iyisiniz değil mi?" İlgisini bana yöneltince kırılgan bir tavırla başımı salladım. Ardından odayı terk etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyl ve Har
Romance(Aktif kitaplar tamamlandıktan sonra devam edilecek) Geçmişin ipleri, üç farklı hayatı kördüğümle birbirine bağlamış ve kaderleri ayrılmamak üzere bir çizilmişti. Bu kader ağının içine hapsolmuş bir cinayet, bir ölüm, bir kadın, iki de adam... İntik...