Bölüm Şarkısı: Yüzyüzeyken Konuşuruz ~Sen Varsın Diye
Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!
Bölüm 15: Karga Kehaneti
Hayatımıza giren insanlar hiçbir zaman öylesine olmazdı. Yeni bir ders için hayatımıza ilişirlerdi. Bazen kazanç bazen kayıp olurlardı. Hayatıma aldığım hiç kimseden pişman değildim ama kaybım da çoktu. Geriye kazanç olarak bana hiçbir şey kalmamıştı. Sıfırdan ibarettim. Bakıldığında birliği temsil etse de bir hiçti benim gözümde. Dönüp dolaşıp kendini bulan sıfırdan hiçbir farkım yoktu. Ben 'bir' rakamı olmak istiyordum. Başlangıcı ve saflığı temsil eden bir rakamdı, öyle olmak için şu an canımı verirdim. Sonra yeni bir kimlikle doğup bu defa saf iyi biri olabilirdim.
Bakışlarımı Korhan'ın keskin yüzüne çevirdim. Yüzünde bıkmış ama sert bir ifade vardı. O adamla nereden tanışıyor olabilirdi ki? Tanışmıyor diye düşünmek istesem de bize bir şey demek istediğini sesinden anlıyordum. Ardından gözlerimi kaçırıp arkamı döndüm.
Alaycı gibi durmaya çalışan ama duramayan Tunç'a baktım. Gözlerini Korhan'dan çekip bana çevirdi. "Bir an vedalaşamayacağımızı düşünmüştüm." Sanki Korhan daha da sinir olsun ister gibiydi. "Sekiz derken neyi kastettiniz?" Onun söylediğiyle zerre ilgilenmemiştim. "Bu defa sekiz oldu." Alaycı bir şekilde güldü. "Sekiz olan ne?" Omuz silkti. "Sekizinci defa işimi çalıyor düzenbaz bir şekilde." Göz ucuyla Korhan'a baktım. Karşısındaki adama zerre aldırmıyordu. Hiçlik gibiydi sanki.
"O düzenbazsa siz de aptal mı oluyorsunuz? İşinize neden sahip çıkamıyorsunuz?" Resmiyetimden asla ödün vermiyordum inatla. Bu dediklerim onu şaşırtmıştı. Benden böyle bir hamle beklemiyordu. "Madem bir düzenbazlık görüyorsunuz o zaman ona göre karşılığını verin. Ama bence siz bir yerde bu durum her neyse hak verdiğiniz için meydan okuyamıyorsunuz ve böyle kelime oyunları yapıyorsunuz." diye devam ettirdim. Korhan'ın gururla baktığını iliklerime kadar hissedebiliyordum.
"Bir diyeceğiniz yoksa size müsaade." Cevapsız kalınca hoş bir tavır olmasa da böyle demiştim. Yüzünde bir sırıtış oluştu. "Karga, her daim güven sağladığı kişinin gözünü oyar. Bu defa umarım o kişi sen olmazsın." dediğini anlamamıştım. Arkasına yürüyüp birkaç adım atmıştım ki durdu. Bedeni yan dönerken kafasını bize çevirdi. "Görüşürüz Karga ve Verda." Bastırarak demişti. Hiçbir şeyi anlamıyordum. "Görüşeceğiz, emin ol görüşeceğiz kılkuyruk." dedi Korhan sert ses tonuyla. Tunç'un yüzü asılsa da belli etmemeye çalıştı. "Bu arada artık alışsan iyi edersin. Sen tercih edilmek için beklerken benim onları tercih etmemi kabul etmelisin. Gölgemde gezinmeyi bırak. Ve kuyruk acını içinde yaşa ki gözünü oyduğum kişi sen olma." İşte bu Korhan'dan asla beklemeyeceğim sözlerdi. O her zaman uysal bir adamdı. Düşmanının olduğunu bile bilmiyordum. Hep sevilen biri olmuştu hayatı boyunca. Bu durum beni dumura uğratmıştı.
Kaşlarım havalanırken duraksayan Tunç'u seyrediyordum. Kendine verdiği süre bitmiş olmalı ki cevap vermeden hızla uzaklaştı. Ağırca Korhan'a döndüm. Dudağımı dişliyordum. Kafam hafifçe yana eğilmiş, bir şeyler söylememek için kendimi tutuyordum. "Arabaya geç hadi." dedi. Ne kadar içten içe öfkeli olsa da bana karşı bunu yansıtmıyordu. Sesi gayet ılımlıydı. "Arabam ne olacak?" dedim. Ciddi misin dercesine bakıyordu. "Tek dert ettiğin bu mu gerçekten? Söylerim getirir birisi." Kafamı ağırca salladım.
Araba deniz kenarının önünde durmuştu. İkimiz de arabanının önünde duruyorduk. Onun eşsiz bir görüntüye sahip olan elleri cebindeydi. Gökyüzünden çalınan gözleri ise denizdeydi. Düşünceli duruyordu. "Aklım almıyor." dedi sakince. Aslında hiç de sakin olmadığının farkındaydım. Sesinde büyük bir hayal kırıklığı vardı. "Neyi?" dedim gayet uysalca. Bakışları bana döndü. Mavi gözleri asi bakıyordu. "Sana Çiçek demesine izin verdin. Anıl sana öyle derdi." Sesi küçük bir oğlan çocuğu gibi kırgındı. Çocukluğumuza ve hatta Anıl'a ihanet ettiğimi düşünüyor olmalıydı. Bazen küçükken anlaşamıyor gibi dursalar bile Korhan onu çok seviyordu. Anıl'ın annesi ve babası ölünce kendine ebeveyn misyonu da yüklemişti. Anıl'ın sanki babasıymış gibi davrandığı çok an olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyl ve Har
Romans(Aktif kitaplar tamamlandıktan sonra devam edilecek) Geçmişin ipleri, üç farklı hayatı kördüğümle birbirine bağlamış ve kaderleri ayrılmamak üzere bir çizilmişti. Bu kader ağının içine hapsolmuş bir cinayet, bir ölüm, bir kadın, iki de adam... İntik...