Bölüm Şarkısı: Batuhan Mutlugil ~Bambaşka
Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!
Bölüm 8: Kitap ve Çerçevedeki Kadın
Bir gece, bir insanın hayatını ne kadar tarumar edebilirdi? Birinin bölümü, bir başkasının hayatına nasıl sebep olabilirdi? Bizim hikâyemiz ölümden ibaretti. Biri ölünce birleşiyor, biri ölünce ayrılıyorduk.
Ellerimi korkuluğa yaslamış karşıdaki inşaat alanını izliyordum. Her an Korhan çıkıp bana bakabilirdi. O sıra gözüme Bulem takıldı. Tulum ve kafasındaki kaskla küçük bir çocuk gibi duruyordu. Bakışları bana dönünce hevesle el salladı. Ona bakınca küçük bir çocuk görüyordum. Hep öyle heyecan doluydu. Fakat kalbini bilemezdim. Çünkü ben artık hiç kimseye sonsuz bir güven duyamıyordum. Belki Korhan hariç...
Yalandan bir tebessüm yerleştirdim yüzüme. Bu gülücük bir çatlasa ardından katran karası nefret akardı. Korhan'ın yaklaştığını fark ettiği vakit bütün ilgisi üzerimden çekildi. Çocuksu bir heyecanla neredeyse sekercesine ona ulaştı. Rüzgâr, şiddetini benden alırcasına arttırdı. Sanki onları yakın görmemem gerekiyormuş gibi kara saçlarım gözlerimi örtüyordu. Bir hışımla çektim saçlarımı ve kopan parçalar parmaklarıma dolandı. Elimi kaldırınca rüzgâra kapılıp gitti. O an Korhan'ın kaçamak bakışlarının üzerimde olduğunu biliyordum. Anılardan oluşan sayfalar geriye doğru savruldu ve düne döndüm.
"Ben bu oyunda tahmin edemeyeceğin kadar çirkinleşeceğim. Durmayacağım, durdurulmayacağım da. Eğer ki beni durdurmak için çabalarsan seni de ezer geçerim. Lisa bir hiçmiş gibi yoluna bakmayacak hiç kimse." dedim kendimden emin bir şekilde. "Seni durdurmayacağım ama ben yokmuşum gibi davranmayacaksın. Başımıza ne gelecekse birlikte gelecek." dedi. O da netti. Birimizin dediği olmayacaktı, bu aşikardı.
"Gerekirse onlardan biriyle yakın olabilirim. Kendimi harcamaktan kaçınmayacağım." Bu bana bile zordu. "Böyle bir şey olmayacak." dedi. Şimdiden yolumda engel olmaya başlamıştı. "Senin de yakın olacağın kişiler olacak. Hatta sevgili bile olacaksın." Bunu demek ne kadar zordu bilemezdi. Kalbim parçalara ayrılıyordu. Onu herhangi biriyle hayal bile etmek istemiyordum. "Böyle bir şey olmayacak, dedim. Bu yolda çok farklı bir şekilde de yürüyebiliriz." "O an ne gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmeyeceğim. Gerekirse sevgilisi bile olur-" Parmakları dudağımı örttü. "Durdurmayacağım ama sen durmak zorunda kalacaksın." dedi ters bir şekilde. Sinirleri gerilmişti. Onun aşkından kaynaklı durmaktan ben de çok korkuyordum ama durmayacaktım işte. Herkes suçunun bedelini ödeyene kadar devam edecektim.
Sayfalar tekrardan ileri çevrildi ve ben şu ana döndüm. Olmaktan korktuğum andaydım. Bulem'in ona bir nefes kadar yakın olduğu o tahammül edemediğim andaydım. Ben yine çığlık atmak istiyor ve yine atamıyordum. Ben hep çığlığını içinde yaşayan kişiydim. Ölenler benden yaşam belirtilerimi de çalmışlardı. Boynumu, ardından soluk borumu, göğsümü parçalara ayırmak istiyordum. Sivri tırnaklarımı kalbime saplamak istiyordum ama bunun karşısında sadece çaresizdim.
Derin bir nefes çektim içime. Göğsüm o büyük nefesle irileşti. Çığlıklarım da o nefese mahkûm edildi. Arkama döndüğüm an önüme gelen saçlar arkaya doğru uçuşmaya başladılar. İşte böyleydi, çabalayıp kurtulamadığın şeylere arkanı döndüğün an hiç çabasız kurtuluyordun. Kendimden emin bir vaziyette içeriye yürüdüm. Önümden sanki beni hiç tanımıyormuş gibi dünkü çocuk geçti. Asabi ve hızlı bir şekilde odaya ilerliyordu. Bugün birkaç saatliğine Acar Karasu ziyarete gelmişti ve benim ayarlamalarımla tam zamanında gelmişti. İncila sanki hiçbir şey bilmiyormuş gibi onun peşinden gidiyordu. "Öylece giremezsiniz beyefendi!" Koridorda sesi yankılanırken saniyelik bana baktı. Tek gözünü kırpıp o sinirli ve tedirgin havasını aynı saniyede takındı. Gerçekten hepimiz iyi bir yalancıya dönüşüyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyl ve Har
Romance(Aktif kitaplar tamamlandıktan sonra devam edilecek) Geçmişin ipleri, üç farklı hayatı kördüğümle birbirine bağlamış ve kaderleri ayrılmamak üzere bir çizilmişti. Bu kader ağının içine hapsolmuş bir cinayet, bir ölüm, bir kadın, iki de adam... İntik...