9. Bölüm 🥀

65 11 59
                                    

Bölüm Şarkısı: Konuya Fransız ~Ölü Bir İnsana Kimi Sevdiği Sorulmaz

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar.

Bölüm 9: Fotoğraf Nerede?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm 9: Fotoğraf Nerede?

Ben bu yola çıktığımda yapayalnız olacağımı sanıyordum; çünkü babam beni ortaya atıp çekilmişti. Bu içten içe zoruma gitse de kardeşim uğruna baş edebileceğim bir şeydi. Sonra beklenmedik şeyler ardı ardına gelmeye başladı. Ortada bir kız vardı ve bütün ipler ona ulaşıyordu. Hepimizin hayatından süzülen ip, bu ölü kızda birleşiyordu. O, hepimizi kendinde düğümlüyordu. Bütün bu belirsizliğin içindeki bilinen tek şey onun ölmüş olmasıydı.

"Ne demek öldürüldü?" Sarsılıp geriye çekilirken sesi de titriyordu. "Ne sanıyordun ki, benim öylesine bu işlere buluşacağımı falan mı? Benim kardeşimi öldürdüler!" Büyük bir öfkeyle dolmuştum. Titrek nefes çekerken içime, bedenim de titriyordu. "Ölmüş olmasını kabul edemediğin için buna sığınıyor olabilir misin?" Kaşlarım çatıldı. "Onun ölü bedenini ben gördüm. Çöpün yanında cansız bakan gözlerini ben kapattım. Onun ruhsuz kalmış bedenini ben yıkadım, ben! Gözlerindeki korkuyu ben yaşıyormuş gibi hissettim. O sarhoş haliyle kolunu sıkıca sarıp kendine uyuşturucu verebileceğine sen inanıyor musun? Hem de dehşet içerisinde bakarken. Onu öldürdüler." Bağırıp sesimi duyurmak istiyordum ama bağıramayacak kadar acı yüklüydüm. Bir ölünün acı yüküydü bu.

"Madem o senin sevdiğin kız, bir şeyler biliyor olmalısın. Kimlerle gezerdi; ona, bunu sence kim yapmış olabilir?" Ablası olarak onun için bir yabancı olduğumu hissettiğim vakitlerdeydim. İki arkadaşı hariç ben hiç kimseyi bilmiyordum. Elinin tersiyle yüzünü esir eden yaşları sildi. "Onun pek arkadaşı yoktu bildiğim üzere. Sürekli baskı görüyordu. Çok defa olaya müdahale etmeye çalışsam da bu değişmedi. Kendilerine benzemeyenleri yargılamayı seven insanlar durmaz. İçime kapanık diye birçok kez psikolojik bir şekilde hırpalandı." Yüzüm acıyla buruştu. Ben bunları hiç görememiştim. Ne kötü bir ablaydım.

"Peki o kızlara ne oldu? Yine devam ettiler mi?" Hatırlamaya çalışır gibi kaşları çatıldıktan hemen sonra yüzü eski halini geri aldı. "Kızlardan biri o hafta içerisinde öldü. Aile içerisinde kavga olduğu için kendisini dışarı atmış. Geri eve döndüğü sıra merdivenlerden yuvarlanmış. Sinir, stres ve açlık onun dermanını kesmiş öyle duydum. Yanındaki kız da içine kapandı. Ölümün bir nefes kadar yakın olduğunu idrak ettiğinde kötü olan her şeyden uzaklaşmaya karar verdi. Hatta okulu bile ailesinin zoruyla bitirmiş, travma olarak kalmış." Bir nevi ilahi adalet olarak görmüş ve yaptıklarını keserek aklanacağını düşünmüştü. Lisa ve diğerlerinin ahı çıkmıştı esasen.

"Baybars ile ne ilgisi var?" Onu ilk gördüğünde dedikleriyle birleştirince anlamamam kaçınılmazdı ama ondan duymak zorundaymış gibi hissetmiştim. "Baybars'ın onu sevdiğini düşünüyorum ama ne kadar doğru bilmiyorum. Aynı şekilde Lisa'nın da ona karşı ilgisi vardı fakat bunun da ne derece olduğunu bilmiyorum. Çünkü bazen gözlerimin içine bakarken beni seviyormuş gibiydi. İlk tanıştığımızda bana verdiği kitabı aslında ona almış. Bir gün konuştuğumuzda daha önce Baybars'a bir kitap vermiş ve okunmamış o kitap, bunu içerlediğinden bahsetmişti. Çünkü kitaplar onun için çok kıymetliydi ve kitaba verilecek kıymetin ona da verileceğini düşünüyordu. Ben o kıymeti vermiştim. Kitabı ezberleyecek kadar okudum ama o bunu hiç bilmedi. Şimdi her şey için çok geç. Ölü birine beni hiç sevdi mi diye soramam ki. O gün sorabilseydim her şey çok farklı olabilirdi."

Leyl ve HarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin