Okul saati yaklaşınca evden çıkmıştık. İki saat boyunca şu amiplerin benimle dalga geçmesini dinlemiştim. Hayır yani ne var bu kadar gülecek. Alt tarafı sevdiğim beye küfür etmiştim... Daha onlara otobüste yaptıklarımı anlatmamıştım bile.
"Bak Yoongi kötü bir başlangıç yapmışsın güzellik fakat toparlayabiliriz" ilk defa ciddi konuşan Jungkook'a baktım yine mi dalga geçiyor diye fakat ciddiydi.
"Nasıl yapıcaz onu?" diyen Taehyung'a daha fazla şaşırmıştım. Bipolar herifler.
"Yoongi Jimin'e bulduğu her fırsatta cilve yapacak..." diyen Jungkook'a gözlerimi açabildiğim kadar açıp baktım. "Ne! Ben mi?" "Yok canım sen değil şu arkandaki kedi." diyip göz devirmişti. "Tabiki de sen. Jimin'e kur yapacaksın. Senden etkilendiğini masada yanında geldiğinde söylediklerine bakarsak anlayabiliriz. Çünkü kim öğrencisi ona küfür edince kafasını sallayıp gider ki?"
Haklıydı bir yandan ama benimle uğraşmamak için de kalkmış olabilirdi. "Oha Jungoo ilk defa bu kadar ciddisin ve buna da çok şaşırıyorum ki ilk defa mantıklı konuştun." diyen Taehyung'a gülmüştüm. Çok haklıydı.
"Yoongi sen de birşey söyle" "Yani tamam onu etkilemek isterim. Sonuçta iki yıl oldu. Fakat o da ister mi?" istemeyip beni reddederse daha çok üzülürüm çünkü.
"Bak dostum işimizi riske atmadan bu işi yapamayız. Elbette her ihtimali düşünürüz. Fakat iyi ihtimal varken niye kötüyü düşünelim ki?" Diye ekledi Tae.
"Haklısınız ama bilmiyorum. Sizce işe yarar mı?" "Sen kardeşine güven aslan parçası" deyip öpücük atmıştı. Okula varmıştık bile.
Her zaman olduğu gibi ilk kantine girdik. Çaylarımızı alıp sınıfa doğru ilerledik. Fakat giderken panonun önünde oluşan insan topluluğu dikkatimi çekmişti.
"Noluyo lan orda beleş yemek mi dağıtıyorlar?" diye sorarak yanımızdan gitti Taehyung. "İşin gücün midene çalışıyor amk." "Bu boy, bu pos, bu endam boşuna olmuyor kıskanç köpek. Yemeliyim ki güçlü olayım değil mi?" kollarındaki kaslarını (!) göstererek konuşmuştu.
"Aynen aynen haklısın." Diye geçiştirdim. O sırada panoların olduğu yere gitmişti bile çoktan. Döndüğünde yüzündeki şaşkınlık bizim de olayı bilmeden şaşırmamıza sebep olmuştu.
"Noluyo Tae" diye merakla sordum. "Lan yılsonu partisi varmış!" Diye bağırdığında herkes bize bakmaya başlamıştı. "Bağırmasana sikik şey. Ne partisi hem bizim okulda olmaz böyle şeyler?" Diyen Jungkook'a hak verdim. Bizim okulda en ufak bir doğum günü kutlaması bile yasaktı.
"Bende öyle biliyodum ama sanırım asırlar sonra yapmaya karar vermişler." "Hakikaten niye yapmıyorduk lan biz?" Diye sormuştum. Çünkü okul hakkında bildiğim tek şey sıraların üzerinde evdeki yataktan daha rahat uyuduğumdu. Ha bir de artık mükemmel füçutlu, melek yüzlü matematik hocamcımdı.
"Oha Yoongi. Ne demek niye?" Diye sordu Tae ikisi de bana şaşkınca bakıyordu. "Cidden bilmiyorum." Diye suçluymuş gibi ellerimi kaldırdım. "Cidden ben bile biliyorum." Diye ekledi Jungkook.
"Sen kesin yatağa attığın insanlardan duymuşsundur." "Ee ne var bunda sonuçta duydum." "Iyy iğrenç herif midem bulandı yine." Diye iğrenerek konuştu Tae.
"Neyse sınıfa gidelim anlatın bana noluyor bu okulda." Dedikten sonra yürümeye başladık. Yürürken etrafıma da bakıyordum. Benim beyi görürüm ümidiyle. Bugün son iki dersimiz matematikti.
Sınıfa çıkmıştık herkes kendi aleminde takılıyordu. Dersin başlamasına yirmi dakika vardı. "Ee anlatın hadi."
"Bundan birkaç yıl önce partiler her yıl oluyormuş fakat ne zaman bizim okulda parti olsa okuldan birisi kayboluyormuş. Dediklerine göre bu kaybolan kişilerin ailesi gidip polise şikayet bile etmiyormuş. Sonrasında sürekli birisinin kaybolduğu haberlere falan da çıkınca okul yasaklamış. Fakat bu yıl neden tekrar böyle birşey yaptılar bilmiyorum." Taehyung'u ağzım açık dinlemiştim.