Hızlı adımlarla eve doğru gidiyordum. Jin hyung benim eve geldiklerinde dair mesaj atmışlardı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve en çok onlara ihtiyacım vardı.
Binaya hızlıca girip zile bastım. Gözüm Yoongi'nin olduğunu düşündüğüm eve doğru kaydı. Eğer bu evde o oturuyorsa öyle şeyler yapan biri için çok da kırılmaması gerek değil mi?
Ön yargılı davranıyordum evet ama vicdanımı rahatlatmak istiyorum(dürüstlükte jimin gibi olun) Böyle şeyler yapan birinin üzülmesi saçma olur. Ben giderim başkası gelir sonuçta değil mi?
Kapıyı alacaklı gibi çalarken Hoseok hyung açmıştı kapıyı. Direk girip kapıyı kapattım ayakkabılarımı kenara atıp hemen hyungu tutup salona çektim.
"Lan sakin ol kaçıyoruz gece daha uzun" şaka yapmıştı fakat ben hiç gülmemiştim. Çünkü şuanda kafam allak bullaktı. "Hyung daha sonra gülerim tamam mı?" "Sus be keyfini düzeltmeye çalışıyoruz şurada" deyip omzuna vurmuştu.
Onu takmadan salona girdim ve Jin hyungla Namjoon hyungun beraber kahve içtiğini gördüm. "Hyung hyung geldim. Hadi konuşalım ne yapacağım?" Girer girmez konuşmaya başladım. Jin hyung göz devirerek bana bakıyordu.
"Sana da merhama chim biz de iyiyiz teşekkürler canım" diyen Namjoon hyunga baktım. "Hyung şuan cidden hâl hatır soramam. Çok önemli çok.. Hoseok hyung sende otursana ne tepemde dikiliyorsun?"
Benim dememle ayakta olduğunu yeni fark etmiş gibi geçip oturdu. "Tamam anladık önemli ama önce bir sakin ol" "Namjoon hyung nasıl olabilirim? O benim öğrencim. Kendimi geçtim ya biri görüp onu söylerse okul hayatı biter. Daha çok genç."
"Ne diye elli yaşında tüm birikimlerini yapmış gibi konuşuyorsun. Sende gençsin ve eğer birisi söylerse sende bitersin." Hoseok hyung konuşunca haklı olduğunu düşündüm ama Yoongi daha önemliydi. İllaki başka yerde iş bulurdum değil mi?
"Hayır efendim bulamazsın!" Diye konuşan Jin hyunga şaşkınlıkla baktım. Deminden beri susup bizi dinliyordu. "H-hyung nerden-" "Bilirim ben Jimin. O yüzden saçma sapan konuşma. Biriniz yanarsa diğeriniz de yanar. Şimdi sakince yapacağımız şeyi düşünelim. Ki bence çok da önemli olmayan konu için." Namjoon hyung da ona hak verircesine kafasını sallamıştı.
"Aynen Jimin bizim düşüneceğimiz kişi burda sensin. Öncelikle Jin'in dediği gibi bizim için çok önemli olmayan ama senin için çok önemli olan konu için düşünelim." Anında kafamı salladım. "Biliyorsunuz bu konuda ne kadar hassas olduğumu."
"Biliyoruz Jimin fakat sen kötü birşey yapmadın ki. Oğlanla sevişmiş gibi konuşuyorsun"(o da olacak hayatım merak etme😽).
" Hoseok hyung beni bilmiyormuş gibi konuşma lütfen." Dokunsalar ağlayacak gibi konuşmuştum. Hatta gibi değil birazdan ağlayabilirim.
"Tamam bak şimdi ben bu çocuk hakkında edinebildiğim kadar bilgi edindim. Ailesi burada yaşıyor ama o taşınmış ve bilin bakalım nerede?" İkisi de heyecanla Jin hyunga bakarken ben anlamıştım bile. Tahminlerimin yanlış çıkmasını isterdim.
"Oha nereye?" "Çatlatmasana Jin!" Diye söylendi Hoseok hyung. "Aman tamam be Acun abimize özenlim dedik bi" dediğinde göz devirdim. " O kim ya?" diye merakla sordu Hoseok hyung. Cidden ben ne diye geldim acaba buraya.
"Neyse sen bilmezsin cahil köpek. Konuya dönersek eğer. Jimin'in aylardır şikayetçi olduğu kapı komşusu Yoongi" Jin hyung hariç diğerleri bana şaşkınca bakınca konuşma gereği duydum. "Aslında tahmin etmiştim hyung. Parti yaptığımız gece benimle beraber geldi eve. Çok ihtimal vermek istemesem de şaşırmadım."