Jimin beni çekiştirerek revire getirmişti. Yatağa geçip uzandığımda konuşmaya başladı. "Hemen krem bulup geliyorum Yoongi sakin ol" "Asıl siz sakin olun Bay Park merak etmeyin canım yansa da sorun değil." cilve yapmaya bir yerden başlamak lazım.
Hafif bir üzüntüyle ona bakıyordum. Kremleri bulup gelmişti. "Çok acıyor mu?" Diye sordu. Dudaklarını büzerek konuşuyordu ve aşırı tatlıydı.
"Sizin için çektiğim acıların yanında bir hiç bu Bay Park" ne söylediğimi bilmiyorum. Ama bu da cilveye girer bence. Şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. "N-ne?" Niye herkes sürekli kekeliyor amk.
"Birşey yok Bay Park siz devam edin" eheheh kaçan kovalanır mı yapsam acaba?
Yanakları kızarmıştı ve aşırı tatlıydı"Peki" dedi ve işine devam etti sargı beziyle sardıktan sonra konuştu"Bitti Yoongi kalkabilirsin. Hemşire yoktu o yüzden elimden geldiğince yapmaya çalıştım. Sen yine de doktora gidip tekrardan yaptır. Dikkat et bundan sonra." dediği gibi hızlıca kapıya doğru gitti.
Arkasından hemen bende kalktım. "Sizin için bir sorun olmazsa önünüzdeki şeyi indirmeyi isterim Bay Park" dedikten sonra sırıtmaya başladım. Üzerimde birşey yoktu ve giyme gereği de duymuyorum şuan. Gözleri sonunda kadar açılmış takım elbisesinin ceketini kapatmaya çalıştı.
"Ne ö-önümü saçmalama. Pantolonun modeli o bi kere" hıhı inandım tabi bakışı atıp yaklaşmaya başladım. "O zaman niye kapatmaya çalışıyorsunuz?" Bilmiş bilmiş ona yaklaşmaya devam ediyordum. O da kapıya yapışmış beni izliyordu.
Kapıyla bedenim arasına sıkıştırıp kilidi çevirmeye başladım. Herşey çok hızlı ilerliyodu ve sikeyim ki herşeyi ben yapıyorum.
"Soğuk olduğu için kapatıyorum. Ve ben senin öğretmeninim böyle şeyler yapamazsın." "Sonunda kekelemediniz. Buna sevindim... Fakat yanaklarınız kıpkırmızı soğuktan mı?" "Hadi izin verin. İstediğinizi yapayım." daha çok yaklaşıyordum. Şuan aramızda milimlik mesafe vardı ve bu hoşuma gitmişti.
Sonunda onu uzaktan izlemiyordum. Bir anda yerimin değiştirilmesiyle gözlerimi kocaman açmıştım. Benden birkaç santim uzundu ve benim aksime bedenine iyi bakmış ve düzenli olarak spora gittiği belli olan kasları vardı.
"Niye şaşırdın..kedicik?" Sorar gibi konuşunca daha çok şaşırdım. Lan LAN SEN AZ ÖNCE UTANÇTAN ÖLÜYODUN! Ne oldu lan adama. "Dudaklarını öyle açmaya devam etme Min Yoongi yoksa istemeyeceğin pardon isteyeceğin şeyler yaparım."
Gözleri kahverenginin en koyu tonuna bürünmüştü başladığım oyuna devam etmem gerektiğini düşündüm. "Sadece sizin kediciğiniz olmayı isterim Bay Park" dediğim anda boynuma öpücükler kondurmaya başlamıştı. Bu olabilirsin mi demek?
Yavaşça yukarıya çıkıyordu çenemi ıslak bir şekilde öpüp geri çekildi. Gözlerim kapanmış daha fazlasını bekliyordum ama onun niyeti yok gibiydi. "Beni zorlama kedicik okuldayız." "Sikerim okulu umrumda bile değil." Bu sefer ben ona yaklaşmıştım ama hemen geri çekildi.
"B-biz ne yaptık az önce? YOONGİ NE YAPTIK?" bağırarak konuşuyordu ve bu sefer ciddi anlamda şaşırdım. Bipolar birine mi aşık oldum yani?
"Ne demek ne yaptık?" "Yoongi ben ben özür dilerim tamam mı? Bilerek olmadı lütfen benimle böyle şeyler konuşma." Arkasını dönüp kilidi hızlı hızlı açıp dışarıya koşar adımlarla çıkmıştı. Bende arkasından şaşkınca ve sinirle bakıyordum.
Ne demek bilerek olmadı? Boynumu sömürdün lan! Sinirle arkamı dönüp gömleğimi elime aldım. Tam o sırada bizimkiler geldi.
"OLUM! Kesin olmuş bu iş. Ee bro düğün ne zaman?" Diyen Taehyung'a yüzümü döndüm. "Olum kesin işi pişir- YOONGİ NİYE AĞLIYORSUN LAN?" "OHA ne?" İkisi de söyleyene kadar ağladığımı fark etmemiştim.