Yoongi;
"Evet bu soruya kalkacak olan var mı? Sabahtan beri aynı konudayız eğer yapamazsanız sözlünüzden düşecek" Soruya değil ama size kalkacak olanlar var demek istesem de sınıfta olduğumuz için sustum.Bu arada sınıftan isyan nidaları yükselmişti. İş derse gelince niye bu kadar katı oluyordu bu adam?
Siyah saçlı hâlini ilk defa görüyordum ve aşırı yakışmıştı. Bu yüzden asla süzmeden duramıyordum. Göz göze geldiğimiz anda sabah Jungkook'un birazcık oyun oynarsan zarar gelmez demesi aklıma gelmişti.
Yapmalı mıydım?
Bence evet!
Gözleri hâlâ bende iken dudaklarımı ısırmıştım. Sonra ise yavaşça ellerimi götürmüştüm. O ise hemen kafasını çevirip öksürmüştü.
"Olum birazdan boşalacak adam yapma yazık." Taehyung'un gülerek söylediği şeye biz de gülmüştük. Cidden alışık değildi ve bu yüzden her şeyden kolayca etkileniyordu.
Bu sabah sadece okulda bir kaç kelime konuşabilmiştik. Sabahın köründe bizimkiler gelip beni almışlardı bu yüzden beraber gelememiştik.
"Evet yok mu kimse?" Ay sen hâlâ birisi çıkar diye mi bekliyorsun ya! Yapmıyorlar işte sen yapsana!
Sevgilim de diğerleri gibi kafayı yiyeceğim! "O zaman kendim seçeceğim." Demesiyle anında herkes birbirine bakmaya başlamıştı. Koca sınıfta kimse mi bir şey bilmiyor amk.
"Yoongi kanka kalk sen yapamasan da bir şey olmaz sevgilisisin sonuçta." Tae'nin dediğine Jungkook anında kafasını hızlı hızlı sallamıştı. "Salaklaşmayın asla öyle bir şey yapmaz biliyorsunuz. Ama yine de kalkayım birazcık puan kırılsa bir şey olmaz."
Rahat rahat Jimin tam listeye bakarken elimi kaldırdım. "Ben yapabilirim Bay Park." Yüzümde çok bilmiş ifadeyle ki aslında hiç bir bok bilmediğim soruya el kaldırdım.
O ise benim gibi gülerek tahtaya çağırmıştı. "Tamam. Gel o zaman Min Yoongi." Yavaşça yerimden kalkmıştım.
Yavaşça tahtaya yaklaşırken sınıftakiler de teşekkür ediyordu. Edicekler tâbi resmen onları Park Jimin'in gazabınan korudum.
Tahtadaki soruyu az çok biliyordum. Ve aklıma gelen formülleri yazmaya başladım. Yaklaşık beş dakika sonra soruyu çözmüştüm.
Sınıftan alkış kopmuştu. En çok da benim iki salağın olduğu yerden. " Boşuna başkan seçmedik lan tâbi. Canım başkanımız." Yalakalık yapanlara göz devirerek Jimin'e döndüm.
"Ee Bay Park ödülüm nedir?" Kaşlarını hafif çatarak anlamaya çalıştı dediğimi. Ne yani yapamayınca sözlümden kırılacaktı yapınca da ödül almam gerekiyor o zaman.
"Ne ödülü Yoongi?" Soruyu göstererek konuşmaya başladım. "Yapamasaydım eğer sözlümden puan kırılacaktı değil mi?" Kafasını onaylar şekilde sallayarak bana bakmaya devam etti.
"E o zaman yapınca da ödülümün olması lazım." Dediğimle tüm sınıf gülmeye başlamıştı. Aynı anda Jimin de gülüp elini burun kemerine götürdü. Ne? Hakkımı istiyordum sadece!
"Haklısın Yoongi. Ama teneffüste yanıma gel o zaman ödülünü vereyim olur mu?" Ne yapacağını anladığım zaman sırıtarak yerime geçtim. Bu iş sandığımdan daha güzel ilerliyordu.
Jungkook;
Yoongi'nin soruyu çözmesi ile hepimiz rahatlamıştık. Ben niye öğretmen koca bulamadıysam. Kıskandım bak."Yoongi kanka tekerlekli sandalye ister misin sonra?" Sessizce söylediğim şeye istemsizce sesimiz hafif yüksek çıkarak gülmüştük Tae ile.