@smerraldo aşkım için yazdım. Çünkü sağolsun ondan başka yorum atan yikk.(bilerek böyle yazdım şimdi o'nun yanında i var diye yanlışlıkla oldu sanmayın diye şettim.)
Neyse güzel okumalar güzel insanlar ay lav yu.😽
Yoongi'nin evine çok mutlu bir şekilde girip birazcık sinirle çıkmıştım. Jungkook denen oğlan sürekli bana çıkıştı ve ben sadece Yoongi için sustum.
Cidden matematik öğretmeni olduğumu o velede hatırlatmam lazım. Küçük bok.
Şimdi ise bizimkilerle beraber bize gelmiş oturuyorduk. "Oh be sonunda cidden! Az daha o manyak Jungkook'un yanında kalsaydım kendimi koltuktan aşağıya atacaktım. Ne çene var oğlanda amk!" Hoseok hyungun söylemesiyle hepimiz gülerek ona bakmıştık.
"O kadar da değildi bence ya." "Sen sus Jin baldızı ezdirmem diye bana karşı çıkma sakın!" Gözlerim kocaman olmuş bir anda onlara döndüm. Gerçekten ben anın dalgınlığıyla onlara soramamıştım!
"HYUNG!" biraz fazla heyecanla bağırdığım için uyuyan Namjoon hyung da sıçrayarak uyanmıştı. "Noluyor be! Sakin olsana az!"
"Hoseok hyung dur bir saniye. JİN HYUNG SEVGİLİ YAPMIŞ." şokla aralanan gözleri dediklerimle gülümsemesiyle kısılmıştı. "Ah abartmayın ya. Biliyordunuz zaten dicem de bilmiyordunuz. Neyse biliyorsunuz artık."
Normalde karşımda diğerleri olsa trip atıp kızardım ama biliyorsunuz bu Jin hyung...
"Hyung nasıl oldu anlat hadi. Keyfimiz yerine gelsin biraz!" Hoseok hyungu onaylamıştım çünkü o küçük bok iyice germişti hepimizi. Namjoon hyung dışında tabii.
Bizim için gayet güzel geçen bir günü birkaç kelimesiyle mahvetti. Cidden şuan Yoongi'ye neler diyordur diye düşünmeden edemiyordum.
Jin hyungun konuşmasıyla ona dönmüştük hepimiz. Bize anlatmadığı günlerin acısını çıkartacağını söylemişti. O yüzden tüm gece onu dinleyecektik galiba.
_____________________________
Jungkook'un gitmesiyle Tae ile beraber uyumuştuk biraz. Ona böyle birşey yaşattığım için pişmandım. Bana karşı ne kadar hassas olduğu -daha doğrusu bana ve Jungkook'a- unutmuştum.
Kafam o kadar dalgındı ki nereye gittiğimi bile bilmiyordum. Sonrası ise rüya gibiydi zaten. Bugün Jimin ile ilk defa doğru düzgün olan bir konuşmamızdı.
Nasıl anlatsam bilemiyorum,ama o benim ilk baharım gibiydi. Geldiği anda içimde çiçekler açıyordu. Yada güneşim gibiydi geldiği anda içimdeki buzlar eriyordu.
Güldüğü zaman bile mutlu oluyordum. Ama dün konuşurken bana güvenip sırlarını anlatması beni her şeyden daha çok mutlu etmişti.
Bana karşı duvarlarının olmaması, her ne kadar benim sevgime karşılık vermeyecek olmasını bilsem bile(emin olma yunki🐶) içimde her zaman bir umut vardı.
İmkânsız olsa bile hep bekliyordum onu sanki. Her şey daha çok yeni birşey diyemiyorum o yüzden ama anlattıklarına bakılırsa yaptığı çoğu şeyden pişman.
Bu yüzden benimle gelip de bir ilişki içerisinde olmasını istemem bencillik olur çünkü. Zamana bırakmak en iyisiydi. Bana alışmasını beklemem gerekiyordu.
Benim de ona tâbi. Çünkü ben onu sadece uzaktan izliyordum. Her hareketini. Ama şimdi öyle değildi,beraber kafeye bile gitmiştik. Bu benim için çok büyük bir adımdı.
İçimdeki heyecanı bir türlü bastırmıyordum, tüm konuşmalarımız tekrar aklıma geldi... Evet geldi BİR DAKİKA NE!
BEN JİMİN'E SARILDIM! NE!