"Hazır mısın güzelim?" Jimin'in konuşması ile ona döndüm. Giydiği siyah takım elbise ve siyah saçları ile aşırı güzel görünüyordu. Gülümseyerek evet anlamında kafamı salladım.
Konuşursam ağlayabilirdim. "Neden konuşmuyorsun?" Söylediği şeye gülüp ona sıkıca sarıldım. "Galiba seni damat gibi düşündüm birazcık. Benim damadım." Hafif bir gülme sesi de o çıkartmıştı.
"O gün de gelecek söz veriyorum bebeğim." Hemen gözlerimi kocaman açıp ayrıldım. "Gerçekten mi?" O da gülüp kafasıyla onaylamıştı. Daha da duygusallaşıp gözümden bir damla yaş düştü. Ne oluyor bana böyle?
"Jimin. Lütfen hep *hıck* benimle kal olur mu?" Mutluluktan ağlarken konuşmuştum. O da hemen sarılmıştı. Onun yanında olduğum her zaman hep mutlu ve huzurluydum.
Böyle şeyler söylemesi benim için çok hoştu. Bana sadece umut vermek için söylemediğini biliyordum.
"Hadi sevgilim bu kadar duygusallık yeter gidelim artık." Gözlerimi silip ayrıldım. Hemen dudağına küçücük bir öpücük kondurup geri çekildim.
Çekilmeyince devamı geliyor da...
Aşağıya inip Jimin'in arabasına binmiştik. Ah sevgilim hayallerini bir bir gerçekleştiriyordu. Araba almak da bunların arasındaydı tabi.
Onunla gurur duyuyorum ve benimle gurur duyması için elimden geleni yapacağım.
Hep beraber kalalım sevgilim...
Jungkook;
"Seksi Nemjunn!"(ay konserde tam böyle dedi tam bir namboy😿💜).İçeriye giren sevgilime göz kırptım. Söylediğim şeye gamzelerini göstererek gülmüştü. "Utandırma şimdi." Söylediği şeye gözümü kocaman açarak yanına koştum.
"Sevgilim! Benden utanma sakın! Bunlar gerçekler! Bir daha duyarsam kötü olur!" Sinirle söylediğim şeye kahkaha atmıştı. Ay ciddiye almıyor bi de.
Hâlâ kaşlarım çatıkken ellerini yüzümün etrafına sarmıştı. Anında yumuşayan bir yapım olduğu için hemen güldüm. Asla sadece Namjoon'a karşı böyle değilim!
Yanaklarımı öptükten sonra ellerimi tutmuştu. "Aynaya bakmadan bana en iyisiymişim gibi yorum yapmana gülüyorum sevgilim." Söylediği şeye bu sefer de ben utanmıştım.
"Cidden mi?" Sorduğum soruya gülmemek için kendini tuttuğunu belli ederek kafasını sallamıştı. "Evet güzelim." Tekrar utandığımda hemen sarılıp kafamı boynuna gömmüştüm.(oppan ile hayal et).
"Neyse neyse. Hadi gidelim çocuklar daha fazla beklemesin." Hemen boynundan ayrılıp ayakkabımı giymek için kapının oraya gittim.
Namjoon ise tam arkamdan kapıyı kapattığı sırada kapının kolunu kırmıştı. "Yok artık Namjoon!" Kocaman olmuş gözlerimle ona bakıyordum. Nasıl becermişti lan bunu!
"Ahahha bebeğim. Sorun yok gelince yaparız ." Gülmesiyle daha çok sinirlenmiştim. "Neyi yapacaksın acaba. Neyse bugün parti var diye seni affediyorum."
Kıstığım gözlerimle ona bakarak merdivenden inmeye başladım. O ise hâlâ gergince gülerek bana bakıyordu.
"Oyalanma da gel hadi!" Sinirle söylediğim şeye hemen kafasını sallayıp yanıma gelmişti.
"Şimdi bana kızmana bir şey demiyorum. Sonrasında cezanı vereceğim (oppan ile hayal et)".
Bir anda dediği şeye gözümü kocaman açtım. "Nolur yatağa bağla beni!" Hayatımda en çok istediğim şeydi bu!
O da bu sefer aynı benim gibi bakıp kafasını hayır anlamında salladı. "O ne öyle Jungkook? Sana matematik testi cezası verecektim!"
"Hain! Heveslendim o kadar!" Göz devirip elimi tutarak merdivenden inmeye devam etmiştik.