Piç kuruları mesajıma bile bakmamıştı. Anlatacağım başka kimse de olmadığı için bende elime telefonu alıp müşterileri beklemeye başladım.
Bugün geceye kadar ev dolu olacaktı. Saate baktığımda daha gelmelerine oldukça uzun bir zaman olduğu için uyumaya başladım.
Jimin;
Başımdaki inanılmaz ağrıyla uyanmıştım. İçkiye dayanıklıyım fakat Jin hyungun dediklerini unutmak için daha fazla içmiştim. Yavaşça kendime gelip ayağa kalktım saat gece yarısını çoktan geçmişti.Jin hyung Namjoon hyungun karında Hoseok hyung ise masanın üzerinde yatıyordu. Onlar da çok fazla içmişti. Banyoya doğru gittim. Soğuk duş iyi gelebilirdi.
Hemen üzerimdekileri çıkartıp duşa girdim. Aynı anda diğer taraftan sesler gelmeye başlamıştı. Oranın kesinlikle genel ev olduğunu düşünüyorum. Piç herif boş durduğu dakika yok. Cidden piç herif demişken ya o Yoongiyse?
Nasıl yüzüne bakacaktım. Hem kabul etmek istemesem de demicem. Kabul ediyorum etkilendim. Çok muhteşem yüzü ve sesi vardı. Yani şimdilik sadece bunları gördüm.
Daha fazla banyoda kalırsam yapacağım şeyden dolayı bizimkilere rezil olurdum. O yüzden direk kurulanıp çıktım. Bizimkiler hâlâ uyuyordu. Bende mutfağa geçip midemi rahatlatmak için çorba yapmaya başladım.
Bu saatte uyanık olmamam gerekiyor yarın okula gideceğim fakat uyanmıştım bir kere, bir daha uyuyamazdım. Çorbayı yapıp içmiştim. Kimse bu saatte uyanmayacağı için odama geçip kitaplarımı çıkardım. Bugün ne işleyeceğime bir bakmam lazım. Hem çalışırken yandaki sesleri de duymazdım en azından.
Yoongi;
"Lan biraz daha az ses yapsanıza aq" kulaklığımla son ses müzik dinlerken bile sesleri geliyordu. Bu yüzden duvara vurup onları uyardım. Tabiki de duymadılar. O yüzden bende yattığım yerden kalktım. Gece on ikiden beri buradaydılar ve şuan saat dört olmuştu süreyi çoktan asmışlardı bile.Odanın önüne gelip kapıya hızlı hızlı vurmaya başladım "Yeter süreniz doldu" diye uyarımı yapıp tekrar odaya dönüyordum ki kızın arkamdan seslendiğini duydum ve ona döndüm"Tamam be abartma sende" diyen kıza baktım"Benlik sorun yok paranız artar sadece ama sen biraz daha kalırsan yürüyemezsin" deyip gülmüştüm. İçerdeki oğlan da benim gibi kahkaha atmaya başlamıştı. "Sanane be" diyen kızı takmadan odama döndüm. Üstümü giyinip çıkacaktım. Evi temizleyip gideceklerdi ve ben biraz daha sese katlanamazdım.
Üstümü giyinip çantamı da alıp odadan çıktım. Salona baktığımda her yerde içki şişeleri ve yiyecekler vardı. İçine sıçmışlardı kısacası. Ama benlik birşey yok onlar temizleyecek.
Ayakkabılarımı giyip dışarıya çıktım. Jimin' in kapısına kulağımı dayadım fakat hiç ses yoktu. Dün gece arkadaşları gelip ilk iş gününü kutlamışlardı. O yüzden uyuyordu muhtemelen. Merdivenleri yavaşça inerek kulaklığımı takmıştım.
Jungkook şuan bardan yeni çıkıyordu muhtemelen ben de onu almaya gideceğim. Her zaman böyle oluyor. Çalıştığı barda canı çıkana kadar çalışıyor sonra da canı çıkana kadar içiyordu aptal.
O yüzden çoğunlukla sarhoş oluyordu. Taehyung da sürekli evde onun ödevlerini yapıyordu. Yada çalıştığı kafede zaman geçiriyordu.
Jungkook'u kaç kere ben alırım dese de izin veremezdim. Çünkü en son tamam okur dediğimde milyon tane olay çıkartıp karakola düşmüşlerdi. Bu yüzden Taehyung'u asla tek başına yollamıyordum.
Hızlıca yürüyerek Jungkook'un çalıştığı bara geldim. Saat dört buçuk olmuştu ve insanlar daha yeni yeni dağılıyordu. Beni artık tanıdıkları için sorun etmeden içeriye alınmıştım. Aslında Jungkook'un da barmen olarak çalışması yasaktı henüz reşit olmadığı için. Fakat hem yaptığı içecekler çok güzel diye hemde sevecen olduğundan dolayı insanlar onu seviyordu.