17. Bölüm ~ İyi okumalar.
Alttaki yıldız sembolüne basıp satır arası yorumlar yaparsanız çok sevinirim..
•••••
Evdeki lambalar kapandığında gözlerimi kapamıyordum. Yorganı başıma kadar da çekmiyordum. Karanlığı seviyordum hatta huzuru buluyordum o sonsuzlukta. Tabii hayatımın bir kaç gün öncesine kadar..Şimdi mi? Şimdi gülümseyerek baktığım kişilere, bu görüntüye bakarak buluyordum huzuru.
Karnımdaki yaradan dolayı yarı oturmuş olduğum koltuğun ucuna elinde siyah kupasıyla oturan Ateş, karşı koltukta Yağmur ve zorla onun dizine uzanmış Burak.
Hayatımda bu yeni yeni yer edinmiş insanları ya çok gözümde büyütüyordum ya da kalbimde."Güzel abim bir çay da bana versene" diye konuşan Burak'a baktım. Ateş onu duymazdan gelerek kupasını bir kez daha götürdü o kusursuz dudaklarına.
"Abi kapıya yakın olan sensin" şeklinde saçma bir teori ortaya attığında gülmek istedim.Bir işe veya yere yakın olan mı yapmalıydı yani?
"Tek kelime daha et abicim sende ölüme yakın olacaksın" dedi hiç kızgın olmayan sesiyle. Yağmur ve ben gülerken Burak önce gözlerini büyüttü sonrasında kalkacağı sıra onu ben durdurdum.
"Dur dur ben getiririm" dedim gülümsememin ardından. Üstümden pikeyi atarak kalktığımda Burak sırıtırken Ateş kızgınlıkla bakıyordu. Ağzını sitem etmek için açtığında ona izin vermeden konuştum.
"Lavaboya gideceğim zaten" deyip gülümsedim. Yüzündeki kızgınlık geçip giderken kupasını koltuğun başına koyup ayaklandı.
"Yardım edebilirim?" şeklinde sorduğunda kafamı olumsuz anlamda sallayarak doğruldum ve çokta yavaş olmayacak şekilde lavaboya ilerledim. Kısa sürede iyi toparlamıştım.Ellerimi de yıkayıp çıktıktan sonra açık saçlarımı kulağımın arkasına atarak mutfağa girdim. Raftan iki tane tombul kupa alıp çayı doldurdum. Birini kendim için hazırlamıştım sıcak şeyler içmek her zaman iyi hissettiriyordu.
Şekersiz olan kendi çayımı sağ elime iki kaşık şeker attığım Burak'ın çayını da sol elime alıp oturma odasına ilerledim.
Burak umarım iki şekerli içerdi. Belki de şeker kullanmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionKadının elleri küçük ve kırılgandı. Tıpkı kalbi gibi. Onu herkesten koruyacak birine ihtiyaç duyuyordu. Güvenebileceği, sevebileceği, babası gibi onu asla terk etmeyecek birine. Adam ise güçlü, çok güçlüydü. Kadını koruyacak kadar hemde. Ama bir o k...