5. Bölüm

1.7K 818 64
                                    

5. Bölüm ~ İyi okumalar.

Tutunmaya çalıştığım her dal kırılmış, sığındığım her ev başıma yıkılmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tutunmaya çalıştığım her dal kırılmış, sığındığım her ev başıma yıkılmıştı.
Ben artık anlıyorum ki zorla olmuyormuş bazı şeyler, sevgi iyi gelmiyormuş taşlaşan kalplere. Kimse duvarını yıkıp geçmiyormuş oysa ki ben herkese saydam duvar örmüştüm.

Ben artık susacaktım.

Sende sus abla.

Tüm şehrin ışıkları sussun, sadece şu ay ışığına eşlik eden rüzgarın uğultusu duyulsun bu evrende. Başka türlüsü merhem olmayacaktı bana.

Tekrar Ateş'in evine gelmiş, balkonunda öylece oturuyordum. Gerçekten acınacak haldeydim. Neydi bu benim yaptığım denize düşüp yılana sarılmak mı? Ben hiç bu kadar çaresiz kalmamış bir sonraki adımımı nereye atacağım bilemez hale gelmemiştim. Ha! Tek bildiğim bir şey vardı, bir daha o eve girmek hayal ola dursun kapısından bile geçmezdim.

Gözyaşlarım ellerimi ıslatırken ayağı kalkıp, yüzümü geçiştirir gibi koluma silip içeriye geçtim. Ateş ve Burak koltukta oturuyorlardı. İkisine de kısa müddetliğine bir bakış attıktan sonra konuştum.

"Beni Leyla teyzenin yanına götürün" diye konuştuğumda Burak gülmeye başlarken Ateş'in kaşları çatılmıştı. Kararlıydım o kadınla konuşmam lazımdı!
"Nikah işi kafana mı yattı kız?" alayla sorduğu sorusuna gözlerimi devirmekle yetindim. Tam anlamıyla gevşekti! Aslında böyle şen şakrak insanları severdim ama şu an ki durumum bunu düşünmeye vakit bulamıyordu.

"Ne yapacaksın?" aldığım bir diğer soruyla kafamı Ateş'e çevirdim. Koyu gözleri inadına yeşillerimdeki varlığını sürdürürken gözlerimi kırpmak istemiyordum. Sanki çekersem yenileceğim bir oyun veyahut ceza alan bir mahkum gibi sürgün edilecektim. Lâkin bunların hiçbiri olmayacaktı.
"Sen götür" diyip sorusunu havada bırakarak kapıya ilerledim. Kaybedecek bir dakikam bile yoktu artık. Beni bekleyen bir çok yük vardı.
Kapıyı açtığımda ardımdan Ateş evden çıkmış karşıdaki beyaz kapıyı göstermişti. Dik durup düzgünce yürüyerek zile bastım.
Şurada bir hafta öncesine kadar böyle şeyler yaşayacağımı söyleseler bırakın inanmayı alayla gülerdim.

Ateş'in varlığını hemen arkamda hissederken kapı ağır ağır açılmıştı. Beni gören kadın munzurca gülümsemeye başlarken ona izin vermeden konuştum, çünkü hiç havamda değildim.
"Boş evine talibim" dediğimde kadın sanki bunu bekliyormuş gibi kafasını sallayıp anahtarını alarak kapıyı kapattı. Üst kata merdivenlere yöneldiğinde bende ardından hemen gittim. Ateş'in aşağıda kalması işime gelmiş daha rahat davranışlar sergilememi kolaylaştırmıştı.

Bu yaptığım mantıklı mıydı, bilmiyordum. Böyle bir kadının evine geçici de olsa sahiplik yapmak güzel bir fikir olmasa da başka yapacak neyim vardı ki? Evet kesinlikle bu evde kalmalıydım, Leyla Teyze gibi bir faktör olsa bile.
Merdiven sonlandığında önüme çıkan kahverengi kapıya bir de Leyla Teyzeye baktım. Gülümseyip elindeki kendi anahtarının da bulunduğu ipten, kapı numarasının yazılı olduğu anahtarı alıp kapıyı açmaya başladı.
Heyecanlı mıydım, hayır. Çünkü bu evde dahi güzel anılar biriktireceğime emin değildim. Belki daha büyük olaylar yaşayacaktım ve bu evin dört duvarı şahit olacaktı, bilemezdim.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin