14. Bölüm

1.2K 678 88
                                    

14. Bölüm ~ İyi okumalar

Güven duygusu bir insanda böylesine çabuk oluşan bir şey miydi? Beni nereye getirdiğini bilmeden yol boyunca uyuduğum yolculukta şu an uyanmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güven duygusu bir insanda böylesine çabuk oluşan bir şey miydi? Beni nereye getirdiğini bilmeden yol boyunca uyuduğum yolculukta şu an uyanmıştım. Fakat bunu onun bilmesine gerek yoktu.

"Kesinlikle hala uyuyorsun" duyduğum sesle gülmemi zar zor durdurarak tek gözümü açıp yandan yandan ona baktım. Bana bakmayıp hala yola baktığını görünce gözlerimi geri kapadım.
Seslice güldüğünü duyunca oflayarak nefesimi verdim.

"Çok mu belli ettim" diyerek doğrulduğumda kısa bir süre bana bakıp önüne döndü ve kafasını salladı. Önüne dönmesini fırsat bilip onu izledim. Yakışıklı falandı tamam ama güven vermesi onu ayrı kılıyordu. Düşüncelerime son verip önüme döndüm.

"Nereye gidiyoruz?" sorduğum soruyla arabanın durması bir oldu. Gözlerimi devirme isteğimi bastırıp bana bakan iki çift göze çevirdim yeşil gözlerimi.
"Bunu sormak için biraz geç olmadı mı?" dediğinde etrafıma baktım. Ne yani o kadar yolu bir ağaç evi için mi gelmiştik.

Bozuntuya vermeden arabadan inip onun inmesini beklerken aslında buranın o yola değecek bir yer olduğunu fark etmiştim. Temiz hava tüm vücuduma işlenirken kuşların uğultusunu dinledim.

Ateş yanımdan geçip ağaç evinin merdivenlerine yönelince ben de peşinden gittim. Önce beni çıkarıp sonra kendi çıktığında evin  önündeki tahta banka oturduk. Güneş batmak üzereydi ve kırmızı turuncu karışımı bir renkle süslenmiş manzaranın karşısında yan yana oturuyorduk. Tek ses rüzgarın tatlı esintisi ve kuşların cıvıltısıydı.

"Güzel yermiş"

Sessizliği bozan taraf ben olduğumda derin bir nefes aldı ve kafasını salladı.

"Öyledir"

Kafamı salladım bende.

Şu an yeni tanışmış bir türlü kaynaşamayan küçük çocuklar gibiydik. Fakat kaynaşsak birbirimizden ayrılmamak için ağlar mıydık bilmiyorum.

Güneş artık yerini aya bırakırken Ateş elindeki anahtarla eve girip yastık ve battaniyeyle geri döndü. Kaşlarımı çatmış ona bakarken o beni kaldırarak yastıkları oraya dizip geri oturdu. Ben hala ayakta ona bakarken o karşısındaki tahtadan küçük duvara ayaklarını uzatmış kafasını arkaya yaslamıştı.

Daha fazla bakmayıp dizdiği yastığın üstüne yani onun yanına oturup bende ayaklarımı uzatarak başımı arkaya yasladım. Ay tepemizde hava tamamen kararmıştı. Gözlerini kapadığını görünce bende gökyüzüne bakarak yavaş yavaş gözlerimi kapadım.

"Ay ve güneşin hikayesini biliyor musun?" diye sorduğunda şaşkınca önce gözlerimi açtım. Bana bakmayıp gökyüzüne baktığında bende kafamı çevirdim.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin