19.Bölüm ~ İyi okumalar.
Alttaki yıldız sembolüne basıp satır arası yorumlar yaparsanız çok sevinirim..
••••••
Uçmayı öğrendiği ilk anda tüm vücudunu şaşkınlık kaplayan bir güvercinle aynıydı hislerim. Onun her kanat çırpışında, benim ise her adımımda şaşkınlık vardı.
O şaşkınlığına rağmen rüzgarın onu hoyratça savurmasına izin veriyor, ayak uydurabiliyordu. O küçücük kalbiyle bunu yapabiliyorsa bende paramparça olmuş kalbimle yapardım.Polat bize yanaşırken dikkatlice inceledim yüzünü. Daha sonra kucağımdaki küçük Ayşe'ye çevirdim gözlerimi. Biri ne kadar sevecen ise diğeri bir o kadar gaddardı. Yani tanıdığım kadarıyla bu şekildeydi.
Kendi abla kardeş ilişkim aklıma geldiğinde gülümsemek istedim, gerçekten fıtratımız kardeş olsak bile çok farklıydı."Ayşe! Seni arıyorum kaç dakikadır" azarlarcasına konuştuğunda gözlerimi kıstım. O bir çocuktu tabi ki haylazlık yapacaktı.
"Ama abi" diye savunmaya geçtiğinde Polat onu dinlemeden benim kucağımdan aldı ve kulağına bir şeyler söyledi. Ayşe'nin yüzü güldüğünde kafa sallayarak kucağından indi. Ardından bana bakıp gülerek el salladı ve koşarak kantinden çıktı. Ben ise arkasından onu gülümseyerek izliyordum.
"Son karşılaşmamız olmayacağını söylemiştim" derken ilk defa içtenlikle güldüğünü gördüm. Belki de kardeşi onu pamuk gibi bir insan yapıyordu. Hani olur ya herkesin bir şeye zaafı, belki de Polat'ın zaafı minik Ayşe'ydi.
"Ama kabul, bu kadar çabuk olacağını ben de tahmin etmiyordum" derken gülümsemesi gülmeye dönüşmüş bende dayanamayıp gülümsemiştim. Bunu beklemiyor olacak ki bir anlık gözlerinden şaşkınlık geçmişti.
Artık bir şeyler alıp gitmeyi düşünürken benim için çekildiğini anladığım sandalyeye ve Polat'a baktım. Şey diye bir laf vardı, 'yüz verdik astarını istiyor' tam olarak bunu sesli bir şekilde söylemek istesem de sadece yüzümdeki gülümsemeyi silip yüzüne baktım.
"Kötü bir başlangıç yapmış olabiliriz, fakat düzeltmek de bizim elimizde" dediğinde kısa bir bakış atarak yaklaştım. Elimi masaya koyup biraz ona doğru eğilip benim için çektiği sandalyeye bakarak güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionKadının elleri küçük ve kırılgandı. Tıpkı kalbi gibi. Onu herkesten koruyacak birine ihtiyaç duyuyordu. Güvenebileceği, sevebileceği, babası gibi onu asla terk etmeyecek birine. Adam ise güçlü, çok güçlüydü. Kadını koruyacak kadar hemde. Ama bir o k...