9. Bölüm

1.3K 787 68
                                    

9. Bölüm ~ İyi okumalar.

Cama vuran bir yağmur tanesine benzetiyordum hayatımı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cama vuran bir yağmur tanesine benzetiyordum hayatımı. Cama ilk konduğunda yavaş yavaş aşağıya süzülürken başka bir damlanın darbesiyle daha hızlı ilerliyordu. Bende böyleydim işte. Hep sevdiklerimden gelen yükler sırtımda kambur oluşturmuş, her defasında hayal kırıklığına, toparlanması güç olacak çakılışlara sebep olmuştu.
Şimdi o çakılıştan küçük sıyrıklarla atlatmış gibi hissetmem ne kadar normal? Mutluydum artık, çünkü üzülmek için bir nedenim yoktu.

Kafamı dayadığım cama akan damlalara gereğinden fazla anlamlar yüklerken Ateş'in yanımda oturması gerilmeli sağlıyordu. Nereye gideceğimizi sorsam bile söylememiş, arabaya binmiştik. Araba da duyulan tek ses yağmurun rahatlatıcı sesiydi.

Araba durduğunda oturduğum koltukta doğrulup etrafıma baktım. Ne yani kahvaltı yapmaya mı gelmiştik?
"Burası ne alaka?" pat diye beynimden geçen soruyu dilime vurduğumda içten içe duymamış olmasını istedim.
"Karnım aç, o alaka" aldığım cevapla kafamı salladım. Bende açtım evet ama bu mekana yetecek kadar cebimde para yoktu.

"Ben aç değilim" dediğimde anahtarı eline alıp kapısını açtı. Bir ayağını arabadan atıp inmeden önce bana döndü.
"Sen araba da bekle o zaman" diyip arabadan indiğinde yaptığı öküzlük karşısında kalakalmıştım.
Arabadan uzaklaşırken hemen inip kapıyı kapattım. Büyük adımlar atarak ona yetişmeye çalışırken bir yandan da bağırıyordum.

"Beklesene beni!"

Bedeni bir anda durduğunda ben de yanına varmayı başarabilmiştim. Sık aralıklarla nefes alıp verdiğimde aldığım soğuk hava burnumun yanmasına sebep oluyordu. Ateş beni umursamadan karşıya geçtiğinde bende ellerimi montumun cebine sokarak yanına ilerledim.

Yan yana girdiğimiz kahvaltı salonunda gezdirdim gözlerimi. Koyu mor ve beyaz renkleriyle dizayn edilmiş masa ve koltuklara baktım. Masaların üstüne konulmuş mavi çiçekler de apayrı bir renk katmıştı.
Ateş en köşeye cam kenarına gidip oturduğunda bende karşısına geçerek uzun menüyü aldım elime.
Gördüğüm fiyatlarla gözlerim büyürken bozuntuya vermemeye çalıştım.
Sen alt tarafı bir salata ve domatessin kardeşim, kendine gel!

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin