6. Bölüm

1.6K 817 81
                                    

6. Bölüm ~ İyi okumalar.

Yirmili yaşlar gittiğin yolun değişeceği yaşlardır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yirmili yaşlar gittiğin yolun değişeceği yaşlardır. O sonu bahar bahçe olmayan yola gitmeyip güzergahını değiştirdiğin yaşlardır. Tüm huyların değişir mesela. Nefret ettiklerin bir anda vazgeçemediklerin olurken uğruna ölüp bittiğin kişilerin adını bile duymaya tahammülsüzleşirsin.
Çoğu bunu başarmakta zorluk çekerken bazıları buna mecbur bırakılır. Peki ya ben? Ben bu tercihi ablamın da yardımıyla kendim seçmiştim ve pişman değildim.

"Bakar mısınız?" duyduğum sesle elimdeki küçük not defterini ve kalemimi alıp cam kenarındaki masaya ilerledim. Orta yaşlardaki kadının yanına vardığımda bana bakmadan konuştu.
"Sade bir türk kahvesi alayım" dediğinde notumu alarak ordan uzaklaştım. Bir kaç sipariş daha aldığımda kağıdı yırtıp Arda'ya verdim. Siparişleri dağıtan oydu. Ben temizlik ve kasada ücret kısımlarıyla ilgileniyordum. Temizlik de ise ortak çalışıyorduk.
Siparişini almadığım kimse kalmadığında kasaya oturdum ve düzenlemeleri yapmaya başladım.

Düzenlemeleri yaparken bir kaç da hesap aldığımda yorulduğumu hissediyordum. Cafe tam anlamıyla boşaldığında derin bir nefes aldım, yoğun bir gündü. Şimdi evime gidip yatıp dinlenme zamanı demeyi çok isterdim ama evimde kırık dökük çekyattan başka bir tabure dahi yoktu.
Evet güzel yapmıştım bir azimle ama bunları hiç düşünmemiştim ben. Ev düzmek öyle kolay değildi ama ben kafama koymuş ve bir şekilde yapacaktım.

"Eylül evden eşyalarını aldım çanta arkada çıkarken unutma" Arda konuştuğunda gülümsedim. Sinsi bir şekilde gülerek devam etti.
"Ha unutursan kitapların benim olur" dediğinde kafamı salladım ve kasanın yanındaki kalemi alıp ayağı kalktım.

"Kitaplarıma dokunursan deşerim seni" sözlerimden sonra bir kaleme bir de bana bakıp kahkaha attı. Bende ne yaptığımın farkına vardığımda elimi indirerek güldüm. Daha fazla alay etmemesi için bir nevi kaçarak arka tarafa geçtim ve önlüğümü çıkartarak çantamı alıp çıktım. Elinde kalem beni beklediğine gözlerimi devirdim. Hadi ama, çok abarttın.

"Bir şeyi unuttun" diyip arkaya kendi gitti bu sefer. Elinde bir poşetle döndüğünde bana uzattı. Bu ne der gibi baktığımda kafasıyla poşeti işaret etti. Poşeti elinden alıp açarak üstten üstten baktım. Bir çok şiir kitabı ve roman mı almıştı bana yani?
"Yeni evinde sıkılma diye almak istedim" sözlerinden sonra hızla boynuna atlayıp sarıldım. O benim hiç olmayan abimdi. Benden bir yaş büyüktü sadece ama onun için kendi öz ablamı bile tek kalemde silerdim. Gülüşü kulaklarıma dolarken kolları belimi kavramıştı.

O sırada işittiğim yalandan öksürük sesiyle Arda'dan ayrılıp arkamı döndüm. Burak Ateş ve Yağmur üçlüsünü görmek düşündüğüm en son kişilerdi.
"Kapattık arkadaşlar" diye Arda lafa girdiğinde Ateş bir adım öne çıktı.
"Kapı açıktı" konuştuğunda kafamı salladım, bence gayet mantıklı bir sebepti.
"Kapatıyoruz ama" inatla konuşan Arda'ya kaş göz yapmaya çalışsam da nafileydi. Sinirlenmişti.
"Kapatmamışsınız ama"
Arda konuşacağı sıra elimi ağzına kapadım. Sessizce susmasını fısıldadım.
Daha sonra büyük bir sakinlikle topuklarımın üstünde dönüp muhteşem üçlüye baktım.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin