22. Bölüm

226 19 25
                                    

22. Bölüm ~ İyi okumalar.

Alttaki yıldız sembolüne basıp satır arası yorumlar yaparsanız çok sevinirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alttaki yıldız sembolüne basıp satır arası yorumlar yaparsanız çok sevinirim.

•••••••

Gözlerimi kıstım.

Bembeyaz tavana gözyaşının bozmasını istemediğim hayallerimin resmini çizdim. Her ayrıntıyı düşünerek gülümsedim.
En sonunda resmin en sağ köşesine minik bir güneş kondururken, en sol köşesine de hilal şeklinde bir ay eklemiştim.
İmkansızdı ama, güzeldi.

Eşsiz hayallerimi bu sefer gözyaşları değil beni kahvaltıya inatla çağıran arkadaşlarım bozmuştu.
Masaya baktım boş boş.

"Yesene kızım" diyen yanımdaki Arda'ya dönüp baktım. Elimdeki küçük parça simitten bir parça ısırıp gülerek omzuna yasladım kafamı.
Yağmur da karşımdan bana gülümserken Burak kıtlıktan çıkmış gibi yemek yiyordu.
Bu haline güldüğümde Burak kafasını kaldırıp bana baktı.

"Ne var?" sorusu ağzı dolu olduğundan boğuk çıkmıştı.
Yağmur onu yandan dürttüğünde önündeki boş tabaklara bakıp ne kadar yediğini fark etmiş olacak ki kendine güldü.
"Başka evde ki her zaman daha tatlıdır bilmiyor musunuz? Ondan yedim bu kadar"

Gülümsemem büyürken kafamı Arda'nın omzuna yerleştirmiştim iyice. Yağmur Burak'a pis pis bakıp kafa salladı.

"Tabi canım"

Ardından evi dolduran zil sesiyle Yağmur kalktı kapıya gitti hemen. O kadar merak etmiyordum ki kimin geldiğini çünkü o sıra Arda'nın omzundaki kemiğin neden bu kadar rahatsız olduğunu düşünüyordum.
Dış kapı kapanıp Yağmur içeri girdiğinde peşine Ateş girmişti.

Bakışları anında bizi bulurken usulca kafamı kaldırdım.

"Afiyet olsun" diye herkese bakarak konuşup tekrar gözlerini üzerimde gezdirdi.
Kafamı eğerek simidimden sert bir ısırık aldığımda Burak konuşmuştu.

"Gel beraber olsun"

Gelmeyeceğini bildiğimden rahattım fakat Ateş öyle yapmadı.
Masaya doğru yanaştı, Yağmur ve Burak'ın yanına bizim ise karşımıza oturdu.
Daha sonra masada duran simitlerden bir parça koparıp benim yaptığım gibi küçük ama sert bir parça kopardı.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin