25.Bölüm~ İyi okumalar.
Alttaki yıldız sembolüne basıp satır arası yorumlar yaparsanız çok sevinirim.
•••••
Kalbimin atışını o kadar hafif hissediyordum ki nefes aldığımı bilmesem can verdiğimi düşünecektim ama karşımdaki görüntüye odaklandıkça kalbim can vermenin aksine o canı doyasıya yaşamak istiyordu.
Küçük bir atak geçirmiştim ama onun dinlendirici sesi, huzur dolu kolları beni çıkamadığım girdaptan çekip almıştı. Şimdi ise o şoför koltuğunda ben ise yan tarafında kafam ve bakışlarım ona doğru bir biçimde oturmuş yüzünü izliyordum.
"Hep böyle kal olur mu?" diye benim bile zor duyduğum sesimle konuştum. Saniyelik bana dönüp tekrar yola odaklandı.
"Nasıl?" sorusuna omzumu silktim.
"Böyle işte"
Bilmiyordum ki bende nasıl olduğunu. Şu huyunu çok seviyorum sakın değişme ya da bu hareketini sevmedim bir daha tekrarlama diyemiyordum. Ne yaparsa yapsın en doğrusunu, bana en iyi geleni yapıyormuş gibi hissediyordum.
Usulca kafa salladı.
Kırmızı ışık yandığında araba durdu ve anında gözleri beni buldu. Tüm gücüm ve samimiyetimle gülümsedim ona.
"Beni hiç bırakma da" derken isteklerini sıralayan bir çocuk gibiydim. Dişlerini göstererek güldüğünde uzanıp elimi tuttu ve avucumun içine uzunca bir öpücük kondurdu.
"Böyle hep ellerimden tut. Bırakma" dediğimde gözümden akan yaş yanağımdan süzüldüğünde yeşil ışığın yanmaması için dua ediyordum.
"Sana söz güzel kızım, bu can bu bedenden çıkmadıkça ben bu elleri bırakmam, bırakamam" dedi ve parmağıyla mutluluktan akan gözyaşlarımı sildi.
Arkamızdan gelen korna sesleriyle gözlerini gözlerimden çekti ama bir eliyle hala elimi tutuyordu, elimi bırakmadı.
Gözlerinin yokluğuyla bir an boşluğa düşsem de elini dudaklarıma getirip küçük küçük ama sayamadığım kadar öpücük kondurdum.Bu hareketime anlık olarak şaşırsa da hoşuna gittiğini biliyordum. Elini bırakmadan yüzümü ellerimize yasladım ve geçirdiğimiz güzel anıları düşündüm.
*****
Apartmanın önüne geleli neredeyse on dakika olmuştu fakat ikimizin de inmeye niyeti yok gibiydi."Cafeye gitmem gerekiyor" dedim sitem edercesine.
Bu zamana dek işten kaçan biri olmamıştım ama o kadar gidesim yoktu ki."Benim de işlerim var aslında"
Ateş de benim gibi bıkkınlıkla konuştuğunda bu yaramaz çocuk edasına kahkaha atmadan alamadım kendimi.
Önce ne yaptığımı sorgulasa da bana katılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionKadının elleri küçük ve kırılgandı. Tıpkı kalbi gibi. Onu herkesten koruyacak birine ihtiyaç duyuyordu. Güvenebileceği, sevebileceği, babası gibi onu asla terk etmeyecek birine. Adam ise güçlü, çok güçlüydü. Kadını koruyacak kadar hemde. Ama bir o k...