13. Bölüm ~ İyi okumalar
Sadece bir kaç haftada bir insan tam anlamıyla değişebilir miydi? Hareketleri, davranışları, konuşmaları, günlük yaptığı aktiviteleri..
Evet tam anlamıyla böyle olmuştu. İçimden bir ses sebebinin bir kaç hafta değil de bir çift kara göz olduğunu söylese de bu gerçekle yüzleşemiyordum.Saatlerce uyumak isteyerek girdiğim yatağımdan altı saatlik uykuyla kalkmış dolabımın başına dikilmiştim. Çünkü Ateş'le bilmediğim bir yere gidecektim. Ne ironi ama değil mi!
Dolabın kapağını kapatıp banyoya girdim. Daha saat erken olduğu için zamanım bolca vardı ve bu rahat davranmamı sağlıyordu. Sıcak bir duşun beni kendime getireceğini bildiğimden duşa girdim.
~
İşlerim tamamen bitip hazır olduğumda kendimi baştan aşağı karşımdaki boy aynasından süzdüm. Deri siyah bir pantolon üstüne de salaş yarım siyah bir tişört.Kesinlikle Ateş simsiyah giyindiği için yapmamıştım!
Saçımı sıkmadan balıksırtı örüp önlerden çıkan saçları umursamamıştım. Çantamın derinliklerinde olan maskara göz kalemi ve dudak nemlendiricisinden de abartmadan sürdüğümde tamam olmuştum.
Bilmediğim bir yere gitmek için sabahın kör vaktinde kalkmış ve o zamandan bu zamana kadar yeni hazırlanabilmiştim. Ah bir de makyaj yapmıştım değil mi?
Çalan kapıyla gözlerimi heyecanla kapanıp açılırken hızlı adımlarla kapıya ilerleyip kapının kolunu tutup derin bir nefes alarak kapıyı açtım. Ateş yerine uykulu bir Burak'ı görmemle omuzlarımı düşürdüm. Bugün haftasonuydu ve onların tatiliydi haliyle,fakat anlaşılan o ki Ateş onu yatağından pek de istekli olmayarak kaldırmıştı.
"Uykulu gibisin?" dedim gülerek. Kafasını eğdiği yerden kaldırıp elini yüzüne vurdu.
"Erken kaldırıldım ben, bu acıyı sen bilemezsin" dediğinde anlamış gibi kafamı salladım."Erken kalkan yol alır Burak aa!"
Yaşlı teyzeler gibi onu kınarcasına konuştuğumda gözlerini ovdu.
"Ben yol falan almak istemiyorum ben uykumu almak istiyorum ya" diyince seslice gülüyordum ki aşağıdan Ateş'in sesi duyuldu."Burak çıkıyorum abicim yukarı, bekle sen" dediğinde Burak hemen bana bakıp konuşmaya başladı.
"Sen aşağıya arabaya inecekmişsin o geliyormuş" diyerek gidince yine heyecan basmıştı. Anahtarımı kapının yanındaki yapma çiçeğe sıkıştırıp siyah yüksek taban sporlarımı giyerek evden çıktım.Anahtarı almayışım hep bir yerlerde unutttuğumdandır der bir filozof.
Binadan çıkıp arabaya yönümü döndüğümde pantolonun cebine sıkıştırdığım telefonu alıp Arda'ya mesaj attım. Onunla dargın kalmak beni rahatsız ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionKadının elleri küçük ve kırılgandı. Tıpkı kalbi gibi. Onu herkesten koruyacak birine ihtiyaç duyuyordu. Güvenebileceği, sevebileceği, babası gibi onu asla terk etmeyecek birine. Adam ise güçlü, çok güçlüydü. Kadını koruyacak kadar hemde. Ama bir o k...