"Bu da herkese veriyor."Yine ağzımı tutmayıp bahsettiğim bir konu üzerine yorum yapıyordu. Dediklerimi yorumlarken benim yerime sanki olayı kendisi yaşamış gibi tepkiler vermesi ayrı komikti.
"Öyle de değil. Adam herkesi çiziyor, işi bu."
"Sen de ne dediğini bilmiyorsun Jeongin. Bir diyorsun ki ne yaptığını anlamıyorum yok ona şöyle yok bana böyle sonra da gidip onu savunuyorsun. Tamam adam haklıysa haklı, senin neden canın sıkılıyor?"
Kürek olmadan eşelemeye çalıştığım toprağı sadece tekmelediğimi fark ettirmişti bana. Bunu daha önce de düşünmüştüm, dışarıdan birisinin fark edip dile getirmesi daha kötüydü.
"Ne bileyim hoş birisi işte. Tüm olay bundan ibaret."
Kaşlarını çatmış anlamaya çalışıyordu. "Nasıl birisi diye sormadım?" Cebinden çıkardığı çikolatayı büyük bir keyifle yerken büzüşmüş dudaklarıyla kıs kıs güldü. "Hoş oluşu mu canını sıkıyor?"
Derin bir nefes alıp batırdığım durumu düzeltmek için ağzımı açtığımda bana izin vermeden sözü devraldı.
"Kendini kandırma. Önce hislerinden emin ol yoksa bir şeylere kılıf uydurarak bu huzursuzluktan kurtulamazsın."
"Jisung sen böyle mantıklı şeyler söylediğinde ben korkuyorum."
Hiçbir şey anlamadığından omuz silkti. "Hislerinden korkma, normal bir şey bu."
"Hayır normalde mantıklı konuşmadığından."
Modu hemen düşmüştü. "Ne aptal adamsın Jeongin." Çikolatasını sinirli sinirli yiyip dolu ağızıyla devam etti konuşmasına. "Ben de seni adam yerine koyup bir şeyler anlatıyorum."
Gülerek, "Tamam haklısın." dedim. Ağzı yüzü çikolata oluşu sinirli tavırlarıyla absürt durduğundan yüzüne baktıkça gülesim geliyordu. Komik duruşu beni keyiflendirdiğinden ona bunu söylemedim.
Dediklerini düşününce kafama oturan düşüncelerle yüzüm durgunlştı. Aslında kendimi bilmiyor değildim. Ne olduğunu da ne hissettiğimi de biliyordum ama konu karşı taraf olunca kendimi daha çok koruma altına almak istiyordum.
"Şaka bir yana Jisung. Beni bilirsin," kelimeleri kafamda toparlamaya çalışırken konuşmak zamanımı aldı. "Çok da bu konuyu açmak istemiyordum ama bu konulardan anlıyorsun, inkar etmiyorum."
"Araya reklam da girecek mi, ona göre dinleyeceğim?"
"Konuşuyorum sus." Diyip araya reklam niteliğinde bir zaman bırakıp Jisung'un sabrını sınarken devam ettim konuşmama. "Öyle insanlardan kolay kolay bahsetmiyorum sana."
"Evet evet hadi?"
"Yani demem o ki sana ondan bahsediyorsam vardır bir şeyler."
Ellerini saçlarına atıp bütün hayatın yükü omuzlarındaymış gibi kendini geriye bıraktı.
"Doğru düzgün bir şey söyleyebilmen için harf falan mı istemem gerek, bulmaca mı çözüyoruz?"
"Beğeniyorum işte."
Pişkin pişkin sırıttı. "Eh gelişme var."dedi. Ceketinin cebinden kutu süt çıkarıp içmeye başladı bu sefer. Bütün bunları ne ara aldığını bilmiyordum, kıtlıktan çıkmış gibi yiyordu.
"Olur öyle şeyler."
Verdiği moral ve motivasyon varla yok arasında olduğundan dediklerini duymazdan geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Library | Hyunin
FanfictionJeongin'in çoğu zaman geldiği bu iki katlı binada sevdiği şeyler sadece kitaplar ve kahveyken listesinin başına yeni bir madde eklenir, kütüphane görevlisi.