Bugün için yapacaklarımı baştan planlamıştım. Tüm günümü yatağımda uzanıp kitap okuyarak geçirmekti hayalim. Öyle de yapıyordum açıkçası. Sabahtan başlayıp kitabımı okumuş, en sonunda da bitirmiştim. Yeni bir romana başlamak için kitaplığımı karıştırdığım vakit Hyunjin aramıştı beni. Uzun bir konuşma dönmemişti aramızda. Yujin teyzenin evine gelmemi rica etmiş, neden diye sorduğumdaysa büyükannenin çağırdığını söylemişti.İşin içinde Yujin teyze olmasaydı gitmemek için bir bahane uydurabilirdim ama Yujin teyzeyi kırmamak için kabul etmiştim. Şimdiyse gardobumda giyecek kıyafet arıyordum.
Üstüme yeşil bir tişört, altıma da geniş kahverengi bir pantolon geçirmiştim. Aynada tipime bakıp saçlarıma ellerimle şekil verdim. Fazla oyalanmadan telefonumu alıp odamdan çıktım.
Koridordan geçerken annemle karşılaştım. Beni baştan aşağı süzerken kaşları hafif çatıktı.
"Akşam oluyor oğlum, nereye?"
"Yujin teyzeye."
Yüzünde anlamadığını belirten bir ifade vardı. "Birdenbire kafana gitmek nerden esti?"
"Hyunjin aradı, o da büyükannesindeymiş. Büyükannem senin de gelmeni istedi, dedi."
Kaşları gevşemişti. "Anladım. Neyse bakalım dikkatli git." dedi ve salona doğru yürüdü.
"Tamam anne, görüşürüz." diyip annemden de onaylar bir ses duyduğumda evden çıktım.
Büyükannenin evine giden yolda yürürken bir yandan da etrafı inceliyordum. Hava turuncunun tonlarını almış, güneş batmak üzereydi. Yürüdüğüm kaldırım, önünden geçtiğim binalar, trafik bile sakindi ama ben değildim. Gideceğim yerde onun olması böyle hissetmeme yetiyordu.
Önümde beliren tanıdık demir kapı aralıklıydı. Bahçeye girip kapıyı ardımdan kapattım. Sanki heyecanım yok olacakmış gibi yavaş yavaş yürüdüm eve doğru. Yine de bu hiçbir işe yaramamıştı. Bütün stresimi bir kenara bırakıp kapının yanındaki zile bastım. Aradan fazla zaman geçmeden kapı açılmış, karşımda Hyunjin belirmişti.
"Hoş geldin." dedi.
Son olanlar yüzünden midir bilmiyorum ama çok gergindim. Yüzüne çok bakamadım.
"Hoş buldum." dedim.
Kenara çekilip içeri girmemi bekledi. İçeri girip salona doğru yürürken Hyunjin de arkamdan geliyordu. Salona geçtiğimde Yujin teyzenin televizyon izlediğini gördüm. Beni görünce önce şaşırmış sonra gözleri kısılıncaya kadar gülümsemişti.
"Hoş geldin evladım!"
"Hoş buldum efendim." diyip çarpazındaki koltuğa oturdum. Hyunjin de büyükannesinin yanına oturmuştu.
"Ben de diyordum gelen kim acaba? Geleceğinden haberim olsaydı bir şeyler hazırlardım sana."
Duyduklarımla şaşkınlıktan dudaklarım aralanmıştı. "Nasıl yani, beni buraya çağıran siz değil miydiniz?"
Yujin teyze de şaşırmış yüz ifadesiyle torununa döndü. Sanki olay kendisini alakadar etmezmiş gibi televizyona bakıyor, bıyık altından sırıtıyordu.
"Yavrum insan bir haber verir, hazırlık yapardım."
Hyunjin büyükannesine döndü. "Kusura bakma büyükanne her şey birden gelişti."
Büyükanne sabır diler gibi kafasını yana eğdikten sonra bu sefer bana döndü. Yüzüne o tatlı gülümsemesinin yayılması uzun sürmemişti.
"Neyse iyi ki geldin evladım. Gözümüz gönlümüz şenlendi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Library | Hyunin
FanfictionJeongin'in çoğu zaman geldiği bu iki katlı binada sevdiği şeyler sadece kitaplar ve kahveyken listesinin başına yeni bir madde eklenir, kütüphane görevlisi.