İçinde birkaç kitap olan çantamı tamamen boşaltıp masanın üzerine koydum. Çantamın içine, çok önceden bitirip de geri vermeyi unuttuğum iki romanla beraber birkaç defter koyduktan sonra çantamı takıp odamdan çıktım.Aşağı kata indiğimde annem televizyondan yemek programı izliyordu. Babam çoktan işe gitmiş, kardeşim ise büyük ihtimalle her zamanki gibi bilgisayar başında olmalıydı.
Salona geldiğimde annemin bakışları bana döndü, beni gördüğünde gülümsedi. Elindeki mandalinadan bir dilimi ağızına atarken ağızının dolu olmasına aldırış etmeden konuştu.
"Akşama ne yemek yapayım?"
Her gün istisnasız aynı soruyu soruyordu. Benim verdiğim cevap ise sürekli aynıydı.
"Ne istiyorsan onu yap anne"
Elindeki kumandayla televizyonun sesini kıstı. "Kütüphaneye mi gidiyorsun?"
"Evet."
Dirseğini koltuğun başlığına yaslayıp yüzüme kederli kederli baktı. "Oğlum biz seni çok mu zorluyoruz? Bu kadar çok çalışmana ne gerek var?"
Tabaktaki mandalindan bir dilimi ağzıma atmadan önce, "Ben isteyerek çalışıyorum sen sıkma güzel canını." diyip yanağına bir öpücük kondurdum.
"İyi git hadi, güle güle." diyip televizyonunu izlemeye devam etti.
"Görüşürüz." diyip evden çıktım. Durağa vardığımda kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye koyuldum.
~☆~
"Kitabı teslim tarihinden iki hafta geç getirmişsin? Çok büyük bir sorun değil ama daha fazla böyle yaparsan üyeliğin sonlandırılabilir"Anladığımı belirtmek istercesine kafamı salladım. O sırada Jongin önce bıraktığım kitaplara, sonra da yüzüme baktı.
"Dört hafta boyunca bitiremedin mi iki kitabı?"
Aslında teslim tarihinden çok önce bitirmiştim kitabı ama getirmeyi unuttuğum için böyle olmuştu. Uzatma hakkımı da kullanmıştım, problem değildi. Ama bunu ona anlatıp kafamı yormayacaktım.
Hyunjin kitapları eline alıp inceledi. "Ortada bir sıkıntı yok. Tersleme."
Jongin, Hyunjin'in söylediklerine bozulmuştu. Hyunjin'e karşı, "Afedersin." diyip bana ters bir bakış attı.
"Benden değil ondan özür dile."
Başını kaldırıp bana baktı. Yüzüme tiksinir gibi bakarken isteksizce konuştu. "Kusura bakma"
"Ben de tam sana bakıyordum, pardon." diye mırıldandım.
Jongin bilmiş bir şekilde kaşlarını kaldırıp bana yukarıdan bakarken gülümsedim ona. Hyunjin'e baktığımda dediklerime sırıttığını gördüm, onu böyle görmek yanımda olduğunu hissettirmişti.
Hyunjin iade işleminde bana yardımcı olduktan sonra yanlarından ayrıldım. Masama geçip yerime oturduğumda Hyunjin'le Jongin'i sessiz sessiz konuşurlarken yakaladım. Onları böyle gördüğüm zamanlar ne konuştuklarını hep merek ederdim.
Konuları kapandığında Hyunjin işindeki boşluktan yararlanıp elindeki kitabı okurken yüzü saf ve duru görünüyordu. O herkese istemeyerek ama zorunluluğunu kabul etmiş gülümsemekten yorgun dudakları dümdüz ve kendine has biçimde, kaşları normal bir seviyede yerini korumuş, gözleri tek bir yere odaklanmış olmasının ne kadar hoş durduğunu düşündüm. Sanki zaman akışında hata vermiş de bir anlığına durmuş gibi hareketsizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Library | Hyunin
FanfictionJeongin'in çoğu zaman geldiği bu iki katlı binada sevdiği şeyler sadece kitaplar ve kahveyken listesinin başına yeni bir madde eklenir, kütüphane görevlisi.