2.1

1.5K 210 223
                                    


Annem mutfakta bulaşıkları yıkarken ben de televizyondan izlenecek bir şey var mı diye bakıyordum. İlgimi çeken hiçbir şey bulamayınca kırmızı tuşa basıp televizyonu kapattım. Genelde televizyona bakmak adetim değildir ama evde o kadar sıkılmıştım ki bir şeyler izlemek bir anlığına iyi bir seçenekmiş gibi gelmişti.

Sıkıntıyla ofladığım vakit annemin kafası benden tarafa döndü, ardından önlemli bir şey görememiş gibi geri işine devam etti.

Salona Jeongyoon girince sıkıntımı geçiricek şeyin ne olduğunu buldum. Karşımdaki koltuğa oturunca yerimden kalkıp yanına oturdum. Benden uzak bir yere kayınca rahat durmayıp ondan tarafa kaydım.

Dirseğiyle beni kendinden uzaklaştırmaya çalışsa da ona fırsat tanımadan kolumu boynuna geçirip kafasını sevdim.

"Ya of!" diye isyan ederken kolumun altında çırpınıyordu. "Bıraksana!"

Biraz yanağını da elden geçirip sevme bahanesiyle arada bir tokatladım. Sonunda rahat bıraktığımda hızla kendini yere atıp benden uzaklaştı.

"Parazitsin parazit!"

Dediğine aldırmayıp sanki iltifat etmiş gibi güldüm. Gülüşüm onu daha da sinirlendirse de beni boşverip mutfağa gitti. Salona geri dönerken iki elinde de annemin dönem dönem yaptığı, içine evde hangi meyve varsa kattığı limonata vardı.

Bardağın birisini bana ters bakışlar atarak uzattı, oturduğum koltuğun en uç kısmına geçip bardağını yudumlamaya koyuldu. Aradan çok geçmemişti ki annem de yarıladığı bardakla aramıza katıldı.

"Ne ara yaptın, müthiş olmuş."

Dediğim şeyle havaya girmiş, mutlu mutlu gülümserken karşımızda özgüvenli bir poz vermişti.

"O kadar hamarat bir kadınım işte."

Tekli koltuğun birine geçip bitirdiği bardağı sehpanın üzerine bırakıverdi. Dağınık saçlarını açınca uzun dalgalı beyaz tutamları ortaya serildi, bir hamlede hepsini toparlayıp el çabukluğuyla tepede bir topuz yaptı. Her işi böyle acele ama tamdı.

"Bugün evdesiniz?"

Annemin sorusuyla Jeongyoon'la bir bakıştık. Annemin arada bizi evden kovduğu zamanlar olurdu. Sebebiyse ya kavga ettiğimizden ya da eve misafir geleceğindendi.

"Ben birazdan çıkacağım dışarıya. Arkadaşlarımla buluşacağım."

Annem Jeongyoon'dan sonra bana baktı. Sen neden burdasın der gibi.

"Bugün evdeyim."

"Kütüphanede işler iyi gitmiyor mu?"

Jeongyoon'un dediğine aldırmadan "Tatil bugün." dedim. Anneme baktığımda bakışları ikimiz arasında gidip geldi.

"Sen bilirsin oğlum ama bizim kızlar gelecek bugün."

'Kızlar' dediği grubun neredeyse hepsi annemden yaşça büyüktü. Genelde toplanıp bütün hayatın dedikodusunu yapabilecek kadar konuları olurdu. Ve bu korkunçtu.

"Anlaşılan bugün de dışarıdayım."

Ayağa kaltım, boş bardakları alıp mutfağa götürdüm. Tekrar salona gitmeden anneme seslendim.

"Ben çıkıyorum."

Onaylar bir ses geldiğinde yanıma cüzdanımla telefonumu alıp çıktım evden. Arkamdan Jeongyoon da gelip yanıma yetişti. Bahçeden onunla çıkıp birlikte arkadaşlarıyla buluşacağı o enteresan mekana, parka, gittik.

Banka oturup boş boş onun arkadaşlarını beklemeye başladık. Yapacak bir şeyim olmadığından ben de onunla birlikte bekliyordum.

"Jisung'u geçenlerde birisiyle gördüm."

Library | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin