Evden çıkmadan önce çantamı hazırlamış, üzerimi giyinip mutfağa geçmiştim. Bir tarafta babam kendine kahve hazırlıyor, hemen yan tarafta da annem bulaşıklarla uğraşıyordu. Su içmek için babamın işini halletmesini bekliyordum."Kolay gelsin." dedim.
Annem arkasını dönüp bana baktı. "Sağ ol oğlum." dedi.
Babam omzunun üstünden bana baktı. Bekliyor oluşuma aldırmadan işini ağır ağır yapamaya devam etti.
"Günaydın baba."
Bir cevap vermedi. Kahvesini bardağa doldurduktan sonra bana döndü. Üstümü inceledi.
"Nereye?"
Uzun zamandır kütüphaneye gidiyordum ve babam bunu biliyordu. Yine de ilk defa böyle bir soru soruyordu.
"Kütüphaneye."
Elindeki kupayla yanımdan geçerken "Kim bilir niçin gidiyorsun." diye mırıldandığını duydum.
Babam mutfaktan çıktıktan sonra berbat bir his yerleşti içime. Kütüphaneye gitmek için var olan bütün hevesim kaybolmuştu.
Sessiz ve dalgınca suyumu doldurup içtim. O sırada annem masanın kenarındaki sandalyeyi çekip oturdu. Bana bakıyordu.
"Ne zaman gideceksin kütüphaneye?"
Kırgınlığım sesime yansımasın diye hemen yanıt vermedim. Kendime geldikten sonra konuştum.
"Gitmeyeceğim." diyip mutfaktan ayrıldım.
Salondan geçerken babamın hiçbir şey olmamış gibi televizyonu açıp kahvesini içmesi gözümden kaçmadı. Bunu görmek dahi moralimi bozmuştu.
Odama giderken Jeongyoon'u aynada kendine bakarken gördüm. Her ufak hareketi sinirlendiriyordu beni.
"Saçını başını düzelteceğine o kafanın içini düzelt önce gerizekalı."
Bana şöyle bir baktıysa bile bir şey söylemedi. Hatalı olduğunu biliyordu ve muhtemelen annemin azarları onun üzerinde etkin bir rol oynamıştı.
Yanından ayrılıp odama geçtiğim gibi çantamı bir köşeye fırlattım. Masamın başına oturup bomboş bir şekilde duvarı izleyip kafamda mahkeme duvarı ördüm. İşte şimdi bütün hayatı sorgulama zamanıydı.
Tam kafa içi mahkememde olumsuz düşüncelerim olumlulara ağır bastığı vakit kapım tıklandı. Kapı yavaşça aralanıp annem içeriye girdi.
"Musait misin oğlum?"
"Evet."
Tamamen içeriye girip yanıma geldi. "Kütüphaneye gitmiyorsan bugün bana yardım et bari."
Biraz kafamın dağılacağını düşündüğümden reddetmedim.
"Olur, ne yapacağız?"
"Alışverişe geleceksin benimle."
Sıkıntıyla ofladım. "Oğlun gitmiyor mu? Bir işe yarardı belki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Library | Hyunin
FanfictionJeongin'in çoğu zaman geldiği bu iki katlı binada sevdiği şeyler sadece kitaplar ve kahveyken listesinin başına yeni bir madde eklenir, kütüphane görevlisi.