Bugün hiç çalışasım yoktu, ayrıca onu daha fazla görmek istemediğimden kütüphaneden erken çıkmıştım. Eve geldiğimde ekenci davrandığım için de pişman oldum.Geldiğim gibi evde misafir gelecek diye temizlik ve yemek telaşı vardı. Kardeşim oflaya puflaya ayak işlerini yapıyor, babam annemin 'ricası' üzerine etrafın tozunu alıyor ben de fark ettirmeden onları izliyordum. Üç erkekle yaşamak annemi evde sözü geçen birisi haline getirmişti. Bana ne zaman gelip iş yapmamı söyleyecek diye beklerken mutfaktan bir ses yükseldi.
"Jeongin!"
Okuduğum kitabın arasına ayraç koyup, "Efendim!" diye seslendim. Ses gelmedi.
Tekrar kitap okumaya döneceğim sırada yine aynı şeyi daha yüksek sesle duydum. "Jeongin!"
"Efendim anne?" Dedim ama yine ses yoktu.
Sanki buradan iletişim kuramayacakmışız gibi illa ki yanına gitmem gerekiyordu, bu olay her defasında yaşanıyordu. Bunu hiçbir zaman anlamayacaktım.
Yerimden kalkıp mutfağa, yanına gittim. Kollarımı göğüsümde bağlayıp bıkkınca anneme baktım. "Buyur anne. Bir isteğin mi vardı?"
Yemeği fırına verirken bana göz attı. "Oğlum masanın üstünde alışveriş listesi var acil markete gitmen gerekiyor."
Genelde markete giden kişi kardeşim olurdu bu yüzden sözde iş yapan kardeşime baktım. "Jeongyoon ne iş yapıyor?"
Bir şey isteyecek olsam sağır kesilen kulakları bu dediğimi anında duyup karşılık verdi. "Görmüyor musun yerleri siliyorum? Senin gibi boş boş durmuyorum."
"Gelecekteki işinde başarılı olmalısın o yüzden şurayı daha iyi sil."
"Anne oğlun kaşınıyor sanırım."
Onunla uğraşmaktan haz duyarken annem araya girdi. "Oğlum acil diyorum sen burda kardeşinle uğraşıyorsun. Hadi hemen git al yazdıklarımı."
"Kim bu misafirler? Ben bu evde hayatımda bu kadar ilgi ve özen görmemişimdir."
Annemle bir bakıştık ve ben hemen söylenmeye başlayacağını anladığımdan teslim olup, "Tamam." dedim.
Masanın üstündeki listeyi ve parayı alıp son bir kez Jeongyoon'a baktım. Sinirli sinirli bana bakıp ne var dercesine kafasını salladı. Parmağımla gerçekten iyi silinmemiş bir yeri gösterip ağzımı oynatarak 'burayı silememişsin' dediğimde sinirle yapmacık bir şekilde gülümseyip yeri bastıra bastıra sildi. Annem olmasa müthiş bir kavga bile çıkartabilirdi.
Evden çıkıp eve en yakın markete gittim. Malzemeleri alırken ileride büyükanneyi gördüm. Yazılanları sepete ekledikten sonra selam vermek için büyükannenin yanına gittim.
"Kolay gelsin efendim."
Beni gördüğünde kocaman gülümsedi. "Sağ ol evladım." dedi, elimdeki sepete baktı. "Pasta mı yapacaksın?"
"Yok ben değil annem yapacak." Alışveriş arabasına baktım. "Yardıma ihtiyacınız var mı? Taşımanıza yardım edebilirim?"
"Yok, işim hemen bitmez benim. Sen güzelce evine git."
Burada bütün bunları taşıyamayacağını tahmin edebiliyordum ama annemin beni acele ettirişini de göz önünde bulundurunca diyecek bir şey bulamadım.
"Peki efendim, iyi günler."
"İyi günler yavrum." dediğinde yanından ayrıldım.
Listede yazılan bütün malzemeleri aldıktan sonra artan parayla da kendime bir sakız alıp marketten çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Library | Hyunin
FanfictionJeongin'in çoğu zaman geldiği bu iki katlı binada sevdiği şeyler sadece kitaplar ve kahveyken listesinin başına yeni bir madde eklenir, kütüphane görevlisi.