Multi : Duru Erbay.
Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın elimden dikkat etmeye
çalıştım.....Elimdeki son fotoğrafa acıyla baktım.Ölmeden 1 hafta önce çekilmiştik.Siyah gür saçları hastalıktan dökülmüştü ama gözlerindeki bitmek tükenmek bilmeyen ışık hala yerli yerindeydi.
Hep umudun tükendiği yerde bile yanmaya devam ediyordu.Bu olanların asıl bir suçludu varsa o kendisiydi kendi ölümünü kendi yaratmıştı,kaçınılmazca ilerleyen hastalık onu ölüme sürüklemişti.
O sonsuzluğunu yaratmayı seçmişti.
Geride ise bir kaç yüreği buruk insan bırakmıştı.Çoğu insanın onu hala hatırladığından şüphe ediyordum.İlk gün biraz üzülüp sızlayanlar şimdi ise unutup gitmişti.Hayatlarına devam edebiliyorlardı.Eskisi gibi sanki hiçbir şey olmamış gibi gülüp,eğlenmeye devam edebiliyorlardı.Bense diğer yarımı toprağa gömmüştüm.Kalbimi ise çöpe atmıştım.Ölüm bizi sonsuza dek ayırmıştı.Ölüm sevenleri ayran tek şeydi değil mi ?
Onu dışında hiçbir engel yoktu.Aşkın en büyük engeli ölümdü sadece ve sadece ölüm.
Bu düşüncelerim ardından kendimi kaçınılmaz bir boşluğunda ardında hissettim.Sanki hiç dolmayacak olan bir boşlukta.Göz yaşlarımın akmasına izin verdim.Üzülüyordum hemde fazlasıyla o yoktu,o artık burda değildi.Olmayacaktıda.Yanımda veya yöremde yanı başımda değildi.Gün geçtikçe kendimi fazlalık olarak görmeye başlamıştım.Kelimeler her seferinde boğazımda düğümleniyor dudaklarım dökülemiyordu.
Elimdeki peçeteyi kullanıp,göz yaşlarımı sildim.Kim kaçıncı kutuyu bitirmiştim.Derin bir of çektim zaten başka şekildede yansıtamıyordum ki. Düşüncelerimin beni tekrar esir alması ardından kapı tıklandı ilk başta dikkate almamıştım ama tekrar tıklandığında "gel !"diye karşılık vermek durumunda kalmıştım. Bir kaç dakika sonra yavaşca kapı aralandı.
Yardımcımız,Şeyma hanım olduğunu gördüğümde azda olsa ne söyleyecek olduğunu anladım.Babam, yine beni çağırıyor olmalıydı.Orkun'u unut diyip duruyordu ve bu artık canımı sıkmaya başlamıştı.Son zamanlarda benimle ilgileneceği tutmuştu.Bu zamana kadar varlığımdan bile bir haber olan adam şuan beni düştüğüm bu uçurumdan kaldırmaya çalışıyordu.Gariptir ki buna şaşırmıyordum.
"Babam yine beni mi çağırıyor ?" diyerek kaşlarımı havaya kaldırdım.
"Evet Duru hanım" dediğinde şaşırmıştım.
Ona yüzbinlerce kez bana 'hanım' dememesini söylediğim halde hala ısrarla 'hanım' diyordu ve buda sinirlerimi geriyordu.
"Şeyma ben sana ne kadar daha bana 'hanım' deme diyeceğim"ellerini göğüsünde birleştirip kafasını utançla eğdi.
"Şey Duru hanım babanız öyle istiyor"dediğinde babamın aptal kuralları aklıma geldi.
Ona göre bir saygınlığım olacakmış,
yardımcılar bana 'hanım' diyecekmiş,
saçmalıktan başka bişi değildi. Çevirdiğim başımı tekrardan
Şeyma'ya döndürüp bir süre yüzüne baktım.Belkide yaşı benden bile küçüktü ama kaderin cilvesi onuda böyle şeyler yapmaya zorluyordu."Tamam sen çık ben geleceğim" dediğimde kafa sallamakla yetindi.
Odadan çıktığında sıkıntı ile oflayıp başımı geriye yatırdım.Fıstık yeşili pikeyi avucumun içine alarak sıktım.Hayattan alacağım hıncı sanırım pikeden alıyordum. Söyleyemediğim şeyler,haykırarak itiraf edemediğim gerçekler her geçen gün içimde bir yanardağa dönüşüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNÜLÇELEN
RomanceBaşlangıç tarihi : 25 Şubat 2015 Bitiş : - Yitik bir ailevi ilişkisi olan Duru Erbay canından çok sevdiği sevgilisi Orkun ile beraber kendinide kaybetmiştir hayatına bir anda dahil olan Eymenle beraber yeniden ayağa kalkıp aşkın tekrar kapısını çal...