7.bölüm Orkun ?

528 75 22
                                    

Multi : Eylül

Aşıklar geçidi'nden ayrıldıktan sonra bize gittik.Arya'nın canı epeyce sıkkındı.Bense tüm gün onun moralini düzeltmek için uğraşmıştım.Bir yandanda neden bana yalan söylediğini anlamdırmaya çalışıyordum ama bu durum Arya'yı derinden etkilediği için üstüne gitmek istemedim.Daha uygun bir zamanda bu mevzuyu açabilirdim şan hiç sırası değildi.Bakışlarımı daldığı parke kenarından alıp Arya'ya çevirdim yatağımın üzerine oturup, bağdaş kurmuştu.Her an ağlayacak gibi duruyordu.Bu hali can alıcıydı.Asla bir arkadaşımın -artık ne kadar arkadaşsak- üzülmesini istemezdim.
Vicdanımın büyüklüğüne kahrediyordum.

*

Uykum vardı ve saat gece yarısını geçiyordu.Göz kapaklarım adeta yalvarıyordu ama Arya'yı bu halde bırakmazdım.Uyanık kalmak için kahveye ihtiyacım vardı.Şöyle acı bir kahve uykumu açabilirdi.Nasıl olsa sabaha kadar dert dinleyecektim teselli olmaya çalışacaktım.Uyanık kalıp Arya'ya destek çıkmam gerekiyordu.Kahve almak için odadan çıktığımda aniden aklıma Arya'nın kahve isteyebileceğini ihtimalini düşündüm.Güvenimi büyük oranda kırmış olsada bir sebebi olmalıydı. Onun dinlemeden yargılamak istemiyordum.Geri dönüp kapıyı yavaşça açtım ve usulca başımı uzattım.

"Kendime kahve alacağım canım sende istermisin ?"diye öneride bulundum.Başını bana doğru çevirdi.Bir sürü sessizce yüzüme inceler edasıyla baktı ve ardından soruma yanıt verdi.

"Olur"başımı tamam derecesine sallayıp kapıyı yavaşça örttüm.Merdivenlerden inerken basamaklar hafif bir şekilde gıcırdıyordu.Her ne kadar bu sese sinir olsamda aldırmadım.Muftağa girip Şeyma'dan ikişer kahve yapmasını istedim.O kahveyi pişirirken o sırada bende masaya oturmuş gazeteleri inceliyordum. Kahvelerin hazır olduğunda iki fincanıda elimle sıkıca kavrayıp,merdivenlerden zorlada olsa çıktım.Elim dolu olduğu için kapıyı açamadım bu yüzden Arya'ya seslenmeyi tercih ettim.Kapıyı ağırca açtı ve içeri girmemi sağladı.Ortada duran sehbaya fincanları koydum.
Tekli koltuğa oturup,fincanımı elime aldım.Arya'da diğer tekliye oturup, fincanını eline aldı.Bir yandan kahvemi yudumlayıp
Bir yandanda Arya ile konuşmaya çalışıyordum.

"Eymenle aranızda ne geçtide bu kadar seni ezme hakkını buluyor ?"çaresizce başını kaldırıp, gözlerini gözlerime getirdi kızarmış ve şişmiş gözlerindeki yaşlar akmamak için direniyordu.Gerçekten bu kadar üzmüşmüydü zamanında Eymen, Arya'yı.Cidden kalbini bu kadar deşecek kadar yer sahibi mi olmuştu kalbinde ?

"Hiç"diyip gözlerini kaçırdı ve başını çevirdi.Bir şeylerden kaçtığı belliydi.Bu bakışı biliyordum.Bu intikam sinyallerini veren delici bakışların ta kendisiydi.Elimle çenesini tuttum ve başını kendime doğru çevirdim.

Gözlerimi gözlerine değdirdim.Hüzün her zamanki temaydı.Her zaman bu kadar hüzün dolu bakmayı nasıl becerdiğini düşündüm.Bir insanın bu derece viran olupta duygusuz görünmesi imkansızdı ama ele veriyordu işte bakışları, o konuşmasa bile en ince ayrıntısına kadar anlatıyordu her şeyi.

"Nasıl bir şey yok Arya nasıl bir şey yok sen kimsenin lafı altında kalacak biri değilsin bence nasıl olurda Eymen'in sana böyle rahat bir şekilde hakaret etmesine izin verdin ?"diye sesimi yukselttiğimde hızlıca ayağa kalktı ve "çünkü onu seviyorum Duru çünkü ben Eymen'e aşığım"dedi inkar edici bir ses tonu ile söze girdim aynı şekilde bende ayağa kalkıp

"Onu sevsen bile asla kendine laf söylemesine izin vermemelisin" saatlerce direnen gözler artık dayanamayıp akmaya başladı.Uzun zamandır içindeki tuttuğu tüm o sıkıntıların bir çeşit patlaması gibiydi bu ağlama,olduğu yerde yere dizlerinin üzerine düştü.Yüzünü elleri ile kapatıp, hıçkırarak ağlamaya devam etti.Bişey diyemedim sadece sessizce izliyordum.

GÖNÜLÇELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin