15.bölüm Bağ Evi - Part 2

106 27 7
                                    

Multi : Duru can.

İyi okumalar

Gözlerimi hafif araladığımda etrafımda Eymen,Yeşim ve Efe'yi gördüm.Eymen çok telaşlı,Yeşim ondan farksız,Efe ise sakin görünüyordu.Başımda keskin bir ağrı vardı.Camdan dışarı baktığımda hala bağ evinde olduğumuzu anladım.Terlemiştim. Üzerimdeki tişört beni alev alev yakıyordu.3üde ifadesizce bana bakmaya devam ettiler.Doğrulmaya çalıştığımda eymen hemen elini sırtıma koydu ve doğrulmamı kolaylaştırdı.Sırtım koltukta uzun süre uzanmanın verdiği rahatsızlıkla sızlıyordu.Elimle sırtımı ovuşturup,en son ne olduğunu hatırlamaya çalıştım.En son arabaya çantamı almak için gittiğimde karşıma bir domuz çıkmış ve çığlık atarak bayılmıştım,sonrasını ise hatırlamıyordum
Hepsi en sonunda kendini tutamayıp,homurdanarak gülmeye başladı.Demekki sessiz olmalarının sebebi kendilerini tutmalarıydı.Suratımı asarak ellerimi birbirine bağladım onlar ise gülmeye devam ederken "yaa ne gülüyorsunuz ?"dedim.

Yeşim,gülmeyi kesip "Ee Duru düştüğün durum o kadar komik ki "dedi ve daha çok gülmeye başladılar.Kaşlarımı çatıp,ellerimi çözdüm ve Eymen'in koluna bir cimcik attım.Gülmeyi kesti "aa ama bu acıdı"dedi.Bende "acısın diye yaptım zaten."dedim

Efe ile Yeşim karınlarını tutarak gülmeye devam ettiler.İkisinede küsmüştüm.Ben onlar yakınlaşsın diyr sırf Eymen'e ağız eğiyim onların bana yaptığına bak ya..Elimi tehdih edercesine sallayıp, Yeşim'e doğrulttum.Oda gülmeyi kesip,suratanı astı.Yapacağım şeyleri çok iyi biliyordu çünkü.Efe ikisinin sustuğunun daha farkına varmadığı için gülmeye devam ettim.En sonunda onun susması için elini karnına geçirdim ve "sussana ya bak onlar sustu."dedim bunun üzerine oda suratını asıp,Yeşim ve Eymen'e katıldı.Hepsi karşımda somutarak oturuyordu.Bu hallerine gülme sırası şimdi bendeydi.Karnımı tuta tuta gülmeye başladı.Hepsi bana uzaylı görmüş masum köylü gibi bakıyordu.

"Ne siz gülünce sorun olmuyorda.Ben gülünce mi sorun oluyor ?"dedim bunun üzerine Yeşim ve Efe birbirine bakarak yüz buruşturdular.Sonra ikisi de ayağa kalktı "sen düzelinceye kadar bizimle konuşma"dedi Efe ve ikiside daha önce oturma odasından çıktı.Odada sadece Eymen ve ben kalmıştık.Eymen koltukta yanıma doğru kaydı.

"Boşver sen onları"dedi ardından birkaç saniye bekleyip "acıktım ben ya yemek hazırla hatun."dedi bunu üzerine gülümseyip,"oy yeterki sen iste hemen "dedim ve ayaklandım.

Oda benimle birlikte ayağa kalktı.Oturma odasından çıktım ve muftağa gitti.Siyah - beyaz dekordaki muftak amerikan tarzdaydı
Spor eşyalara sahipti.

Eymen hemen sağ tarafta bulunan masa sandalyelerden birine oturdu ve cebinden bir sigara çıkardı.Sigarayı yakıp,dudaklarına götürüşünü iğrenerek izlerim.Sigaradan ve sigara içen insanlar öyle nefret ederdim ki bir metre yakınımda bile bulunmasını istemezdim.Ama nedense hepsi beni bulurdu.Babam paket paket sigara içerdi.Çınar ise geçen sene başlamış ve benim ısrarlarım üzerine bırakmıştı.Şuan hala benden gizli gizli içtiğinden şüpheleniyor.

Eymen ona iğrenerek bakmam üzerine yüzünü buruşturup,sol tarafda bulunan kültablasına sigarasını söndürdü.

"Noldu bir sorun mu var ?"dedi ve benden cevap beklediğini gösteren bir bakış attı.

"Sorun mu ? Sigara içiyorsun Eymen sence bu normal mi ?"dedim
Omuzlarını silkip,"Ne var bunda herkes içiyor.Normal bişi"deyip sakince ayağa kalktı.

Ben tezgaha yaslanmış onu izlerken yanıma yaklaştı ve yanağıma küçük bir buse kondurmaya kalkışmışken geriye çekilip,cıkladım.

"Sigara içtiğin sürece beni öpemezsin."dedim buna yüz buruşturup "neyse ben oturma odasında Yeşim ve Efe'nin yanındayım.Eğer yardıma ihtiyacın olursa diyede yanına Yeşim'i yollarım.Bu arada seni öpemiyorsam sigara içmenin anlamı ne "dedi başımı sallayıp,"o zaman bana söz ver sigarayı bırakacaksın."dedim iç tereddüt etmeden "söz"dedi ve mutfaktan çıktı.

"Sana güveniyorum Eymen sakin benden gizli sigara falan içeyim deme yakalarsam kötü olur."dedim tezgahta önüme döndüm.

"Sözüm sözdür Duru sen merak etme ben seni niye kandırayım."dedi ve mutfaktan uzaklaştı.Aslına bakarsak içim çok rahattı.Çünki Eymen bana güven vermişti ve bana asla yalan söylemeyeceğine dair bir his oluşturmuştu.

Bu düşündüklerime karşın sadece kısa bir şekilde gülümsedim.
Başlamak için kendimi hazır hissetiğimde dolabları karıştırmaya başladım.El attığım dolabta tencere ve tavalar vardı.Pirinç pilavı yapmak için geniş bir tencere çıkardım.Ardından buzdolabından tereyağ kabını çıkardım.Ocağı yakıp,tencereyi üzerine koydum.İlk önce tereyağının bir kısmını kesip,tencereye koydum.Eriyene kadar tahta kaşıkla tereyağını tencerede çevirdim.Tencereye biraz şehriye katıp,kavurdum.Ardından üç su bardağı pirinç ekledim.Birazda bu şekiliyle kavurup,üzerine sıcak su ekledim.Birazdaha karıştırdıktan sonra tencerenin kapağını kapattım ve dinlenmeye bıraktım.

Kapının açılma sesiyle bakışlarımı kapıya yönelttim.Gelene bakıcam derken tamda salata için doğradığım salatalığı doğramam gerekirken yanlışlıkla parmağımı doğradım,Tabi herkes benim gibi saf olursa tabi parmağını doğrar,Acıyla yerimde çırpınıp hüsranla parmağımdan akan kana baktım,Sızlıyordu,mecazi anlamda doğradığım aslında sadece biraz derin kesilmiş olan parmağımı inceledim.Tekrar kapıya dönüp Yeşime baktım.Tuttuğum parmağıma bakıp yakınında olduğunu düşündüğüm çekmecelerden birini karıştırdı.Yara bandını göstererek "işte" dedi yanıma doğru gelip,parmağımı uzatmamı istedi.Yara bandını parmağıma yapıştırdı."Bu sana iyi gelecek şimdi seni beylerin yanına alıyorum küçük hanım.Yoksa başına ciddi anlamda bişi gelecek malum Eymenle yataktayken kırık bir kol veya kırık bir bacak istemezsin"deyip göz kırptı,Söyledikleri üzerine çok utanmıştım.Yanaklarımım ise domates tarlasına benzemesi ise cabası.

Elimi karnına geçirip "pis sapık asla öyle bişi ol-ma-ya-cak anladın ?"dedim bilerek olmayacak kelimesinin heceleyerek söylemiştim."Çok konuşma"diyerek beni belimden iteledi ve mutfaktan çıkardı."Sen git dinlen kalan işleri ben hallederim."dedi ve göz kırptı.Omuz silkip salona doğru yol aldım.Uzun bir koridordan geçmiştim.Her bir tarafda birçok kapı vardı.Üzerinde "Eymen Karayel" yazan kapı ilgilimi çekmişti.

Tahminen Eymen'in odası olmalıydı.Etrafıma tegirgince bakıp, kimse varmı diye baktım.Görünürde kimse yoktu.Bunu fırsat bilip,bir anlık gelen deli cesaretimle kapıya doğru yaklaştım. Ellerim suçluluk duygusu hissetiğim için terliyordu.Heyecandan farkında olmadan yaralı olan elimi kapı koluna götürmüş ve ters bir hareket yaptığım için acıtmıştım.1 kaç dakika sonra elimin acısı geçmiş ve tekrar kapıyı açmaya yeltenmiştim.

kapı kolunu kendine doğru çevirip.Açmaya çalıştım ama açılmıyordu.Sanırım kitliydi.Tesadüfen gördüğüm bir anahtar dolabında tek bir anahtar gördüm.Sanırım bu odanın kapısının anahtarıydı.Anahtarı alıp,kapıyı açtım.Gördüklerimden sonra şoke olmuşcasına ağzım açılmıştı.

Arkamdan gelen bir ses ise bu yaptığımın yanlış olduğunu bana bir kez daha hatırlattı.

"Buraya nasıl benden izin almadan girersin."bu hayal kırıklığına uğrumış bir adet Eymendi.

Devam edecek.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

GÖNÜLÇELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin