Oy vermeyi unutmayın ve yorumlarınızı bekliyorum ^_^
RÜYA'NIN AĞZINDAN...
Başımda ki dayanılmaz ağrı ile gözlerimi açtığım da kendi odamda uyandım. Ben buraya nasıl gelmiştim? En son ne oldu? Hiç bir şey hatırlamıyordum. Biraz gözlerimi yumdum ve düşünmeye başladım. En son kahvaltı yapmış oturuyorduk, sonrasında dışarıdan bir ses gelmişti. Ah evet her şey yeni yeni aklıma geliyordu. Orman...
Ormanda gördüğüm yaratık tekrar gözümün önünde canlanınca korkuyla gözlerimi açtım ve hızla yatakta oturur pozisyon'a geldim. Gözlerimi kapatıp bir süre nefes alışveriş'im düzenlenmesini bekledim. Ardından gözlerimi açtım ve oda'da gezindirdim. Bu benim sakinleşme yöntemimdi. Kafamı dışarı çevirdim, hava karanlıktı yavaşça ayağa kalkıp banyo'ya gideceğim sıra da cam kenarında ki sandalye' de birinin oturduğunu gördüm ilk baktığım da kim olduğunu anlayamasam da yanına gidince Isaac olduğunu gördüm. Ah olamaz! Galiba benim uyanmamı beklemiş ve en sonunda yorgun düşmüştü. Fakat bir sorun var, eğer burada yatmaya devam ederse boynu acıyabilir. Onu uyandırmak zorundaydım. Yavaşça eğildim ve kulağına " Isaac hadi uyan." diye fısıldadım. Uykusu fazla derin olmamalı ki beni zorlamadan uyandı. Gözlerini açtığında direk göz göze geldik. Başta yeni uyanmanın verdiği mayışıklık ile tereddüt etse de sonrasında kendine gelip ayağa kalktı ve;"Uyanmışsınn! Özür dilerim sen baya uyuyunca uyuyakalmışım. Senin ağrıyan bir yerin var mı?"
"Hayır sadece hafiften başım ağrıyor o da geçer birazdan. Sen aşağı in üstümü değiştirip geleceğim."
Kafasını onaylarcasına sallayıp kapıya doğru yürümeye başladı. Sonrasında bisi hatırlamışcasına döndü. Uzun süre gözlerime baktı ve ardından;
"Özür dilerim."Dedi ve neden diye sormama fırsat vermeden kapıdan çıkıp gitti. Başımın ağrısı ile kendime geldiğim sıra da harekete geçtim ve önce banyo'ya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp bir süre yüzümü inceledim. Acaba ne zamandır orta da yoktum? Kızlar kim bilir ne haldediler ya da... belki de beni unuttular. Bu düşüncelerden kurtulup odama döndüm ve dolaba baktım. Tam bana göreydi. Hiç açık renk yoktu. Genel olarak koyu; mor, siyah tarzı renkler vardı. Hızla elime ilk gelene aldım ve giyinmeye başladım. Üstüme mor boğazlı bir kazak altıma ise klasik siyah pantolon giyip odadan çıktım. Merdivenden indiğim sıra da Olivia ve Isaac'ın sesleri geliyordu. Hızla salon'a girdim ve yanlarına gittim. Olivia tebessüm ederek;
"Sonunda uyanabildin, korkmaya başlamıştık." Dedi. Endişeli olduğu her halinden belliydi. Gözleri biraz kızarmaştı. Isaac bunu farketmiş olmalı ki ;
"Olivia git sen dinlen bayadır uyumadın ."
"Teşekkürler o zaman ben kaçayım sabah görüşürüz." Dedi ve hızla merdivenlere yöneldi. Isaac ve ben o gözden kayboluncaya kadar arkasından baktıktan sonra birbirimize döndük. Isaac hafif bir tebessüm etti ve arkasında ki tekli koltuğa oturdu ve benimde oturmamı işaret etti. Bi süre bana baktıktan sonra dayanamadım ve;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ani Dönüşüm
Science FictionARA VERİLDİ. KENDİMİ HAZIR HİSSEDİNCE YENİLEYEREK DÖNECEĞİM. Yanıma kadar gelip yüzüme doğru eğildi ve gülüp konuşmaya devam etti. "Kuzeninin ve tüm sevdiklerini de öldücereksin." Ailem. Arkadaşlarım. Hepsini o öldürmüştü. Ve öldürecekti de!.. Norma...