𝑶𝒕𝒉𝒆𝒓 𝑯𝒂𝒍𝒇 |𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔

④②

Bugün akşama doğru bir bölüm daha atacağım haberiniz olsun.

Oy sınırı yok keyifli okumalar
🌵

Bakışlarımı karşı koltukta oturan bedenlerde gezdirdim. Taehyung dışında hepsi koltukta yan yana dizilerek oturmuş, beklentiyle konuşmamı bekliyorlardı. Taehyung ise onların aksine ayakta duruyordu. Fazlasıyla sabırsız olduğunu deminden beri bilinçsizce salladığı bacağından anlıyordum.

"Anlat hadi. Ne oldu?"

Daha fazla dayanamamış olacak ki bıkkın ses tonu aramızdaki sessizliği bozdu. Hissettiğim yoğun tedirginlik ile bakışlarımı onlarda çektim. Taehyung'u geçiyordum diğerlerinin yanında Min Ho'dan bahsedecek olmam beni geriyordu.

Jinsoul en yakın dostum olmasına rağmen bu zamana kadar ona bu durumdan hiç bahsetmemiştim. Min Ho diye birinin varlığından bile haberi yoktu.

"Siz gelmeden önce Min Ho buradaydı."

Kısık ses tonum konuşurken ne kadar isteksiz olduğumun kanıtıydı. Tepkilerini ölçmek adına onlara baktım. Hiçbir şey anlamamış gibi bana bakıyorlardı. Biri hariç.

"Min Ho mu?" Taehyung kendine hakim olamamış olacak ki sesini yükselti. Böylece diğerlerininde dikkatini üzerine çekmişti.

"O kim?"

Bu kez konuşan Ga Yoon oldu. Gözlerini kısmış ve bakışlarını üzerimde gezdirmişti. Kendimi cesaretlendirmek adına derin bir nefes verdim.

"Şerefsizin teki." Taehyung benden önce davranarak onu cevapladı. Daha sonra öne doğru ilerlemişti. "Pezevenk akıllanmıyor."

Olanlara inanamıyormuş gibi konuştu. Ne diyebilirdim ki? Bu tepkisine bir şey diyemiyordum çünkü haklıydı.

"Bir saniye durup bizede durumu açıklayabilir misiniz? Kim bu Min Ho?"

Jinsoul araya girme ihtiyacı duymuş olacak ki gergin bir ses tonu ile konuşup tüm dikkatini bana verdi. Normal olarak bizzat benden bir cevap bekliyordu.

"Eski sevgilim."

Verdiğim cevabın ardından şaşkın bir şekilde bana bakmaya başladılar. "Eski sevgilin mi? Bizim neden bundan haberimiz yok? Ve senden ne istiyormuş?"

Ga Yoon ardı ardına soruları sıralayınca kendimi kapana sıkışmış gibi hissetmiştim. Bu konudan bahsetmek benim için çok zordu bu yüzden onu cevaplamayıp sessiz kaldım.

Taehyung tepkime karşılık sıkıntılı bir nefes verip yanıma doğru geldi. "Eğer kendini rahatsız hissediyorsan kimseye bir şey söylemek zorunda değilsin."

Yanıma oturup fısıltı ile anlayışlı bir şekilde konuştu. Çok geçmeden de elinin sırtımda destek verircesine gezindiğini hissettim. içimde barındırdığım yoğun duyguların yanına birde Taehyung'un bu anlayışlı tavırları gelince, duygusallığım bir tık daha arttı.

"Anlatmak istiyorum. içimde tutmaktan yoruldum ve beni rahatsız ediyor."

Başını olumlu anlamda sallayarak başka bir şey demedi ama yüz ifadesinden çok sinirli olduğunu anlayabiliyordum. Tıpkı benim gibi Min Ho'ya çok sinirliydi.

"Biz Min Ho ile pekte barışcıl bir şekilde ayrılmadık." Konuya girdiğimde hepsi dikkatlerini bana verdi.

Aklımda ne diyeceğimi toparlamaya çalışırken, tedirgin bir şekilde alt dudağımı dişledim. Bu konuyu her açışımda aklım o görüntülere gidiyordu.