Bir Küçük Evlilik Meselesi

4.9K 278 126
                                    

Ben geldimmm !!!!

Uzunnn ve güzel bir bölümle, aradan geçen onca zamandan sonra nihayet karşınızdayım okurcanlar!!!

Umarım bana çok kızgın değilsinizdir. Çok meşgul ve bir o kadar da yoğun geçen günlerim olduğu için buralara uğrayamadım affedin.

İnşallah telafisi olan bir bölüm olmuştur sizin için.

Kusurlarım olduysa affola... Bekletmeden buyrun bölüme ;







Alparslan'dan;

Telefonu omzumla kulağım arasına sıkıştırmış, bir elimle de botların bağcıklarını düğümlemekle uğraşırken içimden fesupanallah çekiyordum.

"Gönlümün çiçeği, kısacık ömrümün anlamı, güzel yüzlüm, Elzem'im şu lafları ağzıma tıkmadan beni bir dinlesen mi acaba lan !!"

Sonunu düzgün bağlayamadığımdan olacak bir anda köpürdü.

"Lan mı ?!"

Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp derin bir nefes alıp burnumun direğini sıktım ve sakinleşmeye çalıştım.

"Tamam özür dilerim. Ama sen de beni dinlemiyorsun ki !"

Ofladığını duyunca kaşlarımı çattım. Hayır olayda abartılacak bir şeyde yoktu ki !

"Alparslan ne evlenmesi Allah aşkına! Hemde daha benle konuşmadan babamdan onay almışsın orası ayrı bir dünya !"

Şöyle bir düşündüm acaba haksız mıyım diye... ama yok ! Yine haklıydım !

"Gökçen'im, Albayımın kızı, sen niye abartıyorsun? Seninle tabi ki uzun uzadıya konuşacağız ! Ama babanın onayı olmadan bu iş nasıl ciddileşecek söyler misin ?"

"Sorun zaten o Alparslan ! Daha düne kadar ne olduğumuz belli değildi şimdi evlenmekten bahsediyorsun ! Önce bi teklif et, ben bi düşüneyim, acaba istiyor muyum bir bakayım demi !!"

İşte sakinleşme çabam bu cümlelerden sonra tamamen uçup gitmişti.

"Ne demek lan istiyor muyum diye düşünmek !! O nasıl söz lan ! Düşünmek ne ayrıca ! Ben kalkmış sana evlenme teklifi etmişim, sen bir de kabul etmeyip düşüneceksin üstüne bir de istiyor musun emin değilsin öyle mi Gökçen !"

Çemkirmesi karşı dağdan duyulacak nitelikteydi.

"Noldu az önce gönlünün çiçeği, kısacık ömrünün anlamıydım, şimdi Gökçen mi oldum ? Hem ayrıca kabul etmeyeceğim demedim. Düşünmek lazım dedim. Sonuçta evlilik ciddi bir müessese."

"Ne müessesesi Gökçen devlet memuru musun sen? Çıldırtma beni da !! Ben edicem sen kabul etcen sonra evlencez bitti gitti !"

Yalandan bir kahkaha attı. Bunun anlamı; şimdi sıçtım çarkına demekti.

"Öyle mi Alparslan? Bitti gitti he! Görürsün ne bitiyor ne gidiyor ! Hadi görüşürüz." dedikten sonra çat diye yüzüme kapattı telefonu.

Sakince ayağa kalktım. Odada bir tur attım. Olmadı iki tur attım. Sonra üç..beş...on... derken sakinleşemedim.

Yumruklarımı sıka sıka odadan çıktım. Yetmedi nizamiyeye çıktım. Mevzileri gezecekken hırsımı askerlerden çıkartmamak adına gittim oturdum. Göğe bakıp düşündüm.

Şimdi Gökçen de katır inadı vardı. Bende de bir hayli inat vardı. Etsem olmayacaktı. Etmesem zaten olmazdı. Evlenmek güzeldi. Gökçen olmasa olmazdı. Hayır Albay babaya da söylemiştik. Onay al demişti. Alamamıştık. İki ucu boklu değnek misali kalakalmıştım.

Vatan-ı ElzemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin