Ben geeeelllddiiimmm!!!
Ne kadar yorucu, ne kadar zor bir süreçten geçtiğimi sizlere anlatamam! Resmen son iki aydır yoğun bakımda gibiyim!
Sizleri biraz fazla beklettiğim için çok ama çok özür dileyerek, telafi niyetini upuzuuunnn bir bölümle geldik ve sizleri çok özledik!!
Umarım bana kırılmamış, bizden de bıkmamışsınızdır, tekrardan özürlerimi iletiyorum sizlere okurcanlar, affınıza sığınıyorum tekrardan.
Bir de yokluğumda 380K olmuşuz!! Beni o kadar mutlu ettiniz ki! Aramıza yeni katılanlara merhabalarımı ve teşekkürlerimi, eski okuyucularıma ise minnetlerimi sunuyorum! İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız! Okuyan gözlerinize beğenen ellerinize sağlık çok teşekkürler!!
Bu bölümde bool bol yorum ve beğeni bekliyorum sizlerden ve çok bekletmeden bölüme davet ediyorum... Bölüm sonunda görüşmek üzere!!
Haftasonu gerçekleşecek olan üniversite sınavına girecek okurcanlarıma bol başarılar diliyorum ❤️
-Kusurlarım Olduysa Affola!-
Bölüm şarkıları;
Aliye Mutlu- Çalın Davulları
Ali Kınık- Ali Ayşe'yi Seviyor
---...---
Gökçen'den;
Tek çocuk olmanın zorluğunu hep yaşadım. Sevincimi paylaşacağım, ortalıkta onunla koşturacağım, sinirlendiğimde kavga edeceğim veya aileme karşı olan sevgimi paylaştığım için kıskanacağım bir kardeşim olmadı. Bunlar kötü olarak gözükebilirdi. Ancak öyle değildi. Çok isterdim; tartışacağım, seveceğim, koruyacağım bir kardeşimin olmasını.
Eskiden düşüncelerim bu yöndeydi tabi. Ama geldiğim şu noktada iyi ki bir kardeşim ya da abim, ablam yok diyebiliyordum. Derin'in içinde bulunduğu duruma baktıkça bir kez daha şükrediyordum.
Babamın evindeki salonda öylece oturmuş Asiye teyze ile annemin sohbetini dinlerken, anneannemin Derin'e göz devirmelerini, Derin'in diken üstünde oturmasını, Timur ve Attila abinin sürekli Derin ve dayım arasında bakışlarını gezdirmelerini izlemek beni ürkütüyordu.
Zira ortada çözülemeyen bir Selma şifresi vardı. O şifre çözülmeden de dayıma gün yüzü yoktu. Çünkü Derin adı geçen Selma isimli şahsı bir güzel çözmek için vakit kolluyordu. Ancak anneannemin de ağzından düşüremediği Selma'yı ve Selma'nın kim olduğunu bir türlü anlamayan dayımı gördükçe de vaktini diken üstünde oturmakla harcıyordu.
Alparslan, Ali ile karakolda olduğu için bulduğu her fırsatta benimle konuşmaya çalışan Toprak, şimdi kucağımda oturmuş saçlarımı seviyordu. Yaren abla oğlunun bu hallerine gülse de ve her fırsatta fotoğrafımızı çekip Alparslan'a gönderse de Attila abi sırıtmadan edemiyordu.
Toprak, yaşından büyük lafları ve hareketleri ile gönlümü çelerken, Timur ara sıra telefonla konuşmak için ortamdan sıvışıyor sonra güler yüzle yanımıza geri geliyordu. Anlaşılan Asrın denen kızla araları iyiydi. Bir ara onunla bu konuyu konuşmak isteyen Derin, şimdi o konunun ne olduğunu çokta önemsemez haldeydi.
Okuldan çıkıp eve geldiğimde bir anda kendimi bu kalabalığa atsam da, annemle beraber bir başımıza babamın yolunu gözlediğimiz yalnızlık dolu günlerimizin bu kalabalık aileye girmemle çoğaldığını görmek beni mutlu ediyordu.
"Gökçen, Sevim teyzeyi dün gece yoklamadın mı sen? Kimmiş bu Selma, öğrenemedin mi?" dedi Derin kulağıma doğru eğilip fısıldayarak.
"Öğrendim merak etme," dedim başımı ona doğru eğip fısıldayarak. "Komşusunun kızıymış. Dayımla baş göz etmek için uğraşıyormuş. Bildiğim bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan-ı Elzem
General FictionVATAN nedir ? -Vatan ; yiğitlere cennet kokusu, hainlere cehennem korkusudur. HUDUT nedir ? -Vatan'a namustur. BAYRAK nedir ? -Vatan'ın şerefi, hududun hilali, bir fedainin yüreğidir. Ben askerim ; yüreğim BAYRAK, namusum HUDUT, cenneti...