Küçük Bir Bela

3.5K 188 64
                                    

Ben geelllldddiimmm!!

Nasılsınız okurcanlar, umarım iyisinizdir, sizleri çok özledimm..

Yepyeni, upuzun bir bölümle sizleri karşılıyor olmaktan çok mutluyum, bekletmeden bölüme geçmenizi diliyorum. Bölüm sonunda tekrar görüşmek üzere..

Satırarası yorumlarınızı, beğenilerinizi bekliyorum okurcanlar, buyrunuz bölümümüze...

-Kusurlarım olduysa affola!-

---.---

Gökçen'den;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gökçen'den;

Salondaki kanepelere oturmuş, az önce yaşanılan olayın heyecanını yaşıyorduk dördümüzde. Dayım bile sinirini atlatmış, Derin'in yanında oturmuş sakin sakin çay içiyorken mutluydu. Alparslan gülerek bana bakıyor, ben ise gözlerimi parmağımdaki yüzükten alamıyordum.

Beni o kadar iyi tanıyordu ki, aldığı yüzük bile bunu kanıtlıyordu. Kördüğüme benzer bir düğüm işaretli minimal bir yüzüktü parmağımdaki. Çok zarif, çok şık ve gösterişsizdi. Pırlantalardan nefret ediyordum. Kocaman parıltıları olan kaba yüzükleri sevmiyordum. Nerede sadelik varsa orada hazır bulunuyordum. O yüzden an itibariyle yüzüğüme âşık olmuş durumdaydım.

"Yüzükle bakışmayı bitirsen de biraz da müstakbel eşinle mi ilgilensen acaba Gökçen?" dedi Alparslan sırıtarak kulağıma eğilerek. Gözlerimden kalpler fışkırıyormuşçasına ona döndüğümde aynı sırıtış bende de mevcuttu.

Elimi kaldırıp yüzüğümü gösterdim Alparslan'a, sanki alan o değilmiş gibi.

"Ama nasıl güzel baksana.." dedim içimi çekerek. Eliyle başımı göğsüne yaslayıp saçlarımdan öptü ve geri çekilmemi sağladı. Gözlerinin ta içine bakarken mutluluktan ölecekmiş gibi hissediyordum.

"Senin kadar güzel değil Albay kızı," dedi. Dayımın homurtusu kulaklarıma gelirken göz devirmeden edemedim.

"Kusacağım şimdi az kaldı," dedi dayım, midesi bulanıyormuş gibi yaparken.

"Abartma Savaş!!" dedi görümcem olacak olan Derin, "Baksana ne kadar mutlular ya canlarım benim!!"

Ona öpücükler gönderirken dayıma ters ters baktım. O bu bakışlara hiç aldırmadan gözlerini Derin'e dikmiş halde inceliyordu.

"Yaa sorma, ölecekler mutluluktan şimdi!" dedi dayım Derin'e bakmaya devam ederken. "Ayrıca bizim artık kalkmamız lazım sevgili Alparslancığım," dedi bastıra bastıra Alparslan'a dönerek konuşurken.

Alparslan kolundaki saate baktı ve başını salladı.

"Siz ne yapacaksınız yarın?" diye sorunca Alparslan, hatırladığım detayla Derin'e baktım. O da gözlerini bana değdirmiş ama çaktırmadan bakmaya çalışmıştı. Umarım bu çabası abisi ve dayım tarafından fark edilmemişti.

Vatan-ı ElzemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin